Sevgili Selahattin Demirtaş selam göndermiş. Türkiye ve Kürt siyasetinin bugüne dek yetiştirdiği en başarılı siyasetçilerden biri olan Demirtaş’ın bir an önce hürriyetine kavuşması dileğimdir. Aleyküm selam der çok teşekkür ederim. Evet özgür yarınlar umudumuz.
Bi hêvîya azadî.
Kürt misafirperverliği, Kürt kardeşliği gibi şeyler duyduğunuz an teyakkuza geçmeli. Bunu vurgulayan insanlar Kürtlerin hukukundan bahsetmiyorsa bilin ki o misafirperverlik ve kardeşlik adı altında okşanan şey sizin hastalığınız yani eşitsizliğinizdir.
“Kürt anasını görmesin”in Türkçesi yahut anadildeki karşılığı:
Kürt Kürtçeyi görmesin.
Bir anadile değil yasak koymak, kendini ona “izin” vermek makamında görmek bile alçaklıktır.
Daha önce Kürtlere sadaka olarak verilen Kürtçe ile ilgili müsaadelerin son zamanlarda birer birer geri alınıyor olması belki de bir sonraki avuntu seansında tekrar verilebilmek içindir.
Kürtçe’ye gösterilen saygı Kürd’e gösterilen saygının yansımasıdır.
Dalga geçildiğinde dalga geçilen sensin. Yarım ve yaralı haline bile saygı gösterildiğinde saygı gösterilen yine yarım veya yaralı bırakılmış sensin.
Gebze’deki anneler olayını duygusallaştırma eğilimi var. Halbuki sorun yapısal. Yani devlete düşman sayılan kimliklere devletin adi memurları hep insanlıktan aşağı seviyede muamele edegeldi. Yeni olan bunun kameraya yansıması.
Devlet hain demese, memuru vatandaşı ısıramaz.
Bir ülkede bu kadar para, dindarlık ve iktidarın bol olduğu bir zamanda bu kadar çok insanın yoksulluk, şefkatsizlik ve adaletsizlikten intihar noktasına gelmiş olması vicdanları titretmeli.
Eger bir Kürt siyasi iradesi/liderliği olsaydı, haysiyet mücadelesine tam da buradan başlardı. Herhangi bir Kürde linç uygulandığında bütün Kürtler ve haktaraftarları ayağa kalkar, yer yerinden oynardı. Kürtçe konuştuğu için bir insanın kafası kırılıyor ve hiçbir şey olmuyor.
Azıcık onur sahibi her Kürt Kürtçeyi resmiyetten silmeye ve kamusal alandan sökmeye çalışanları görüp vicdanında mahkum eder.
Kürtçe Kürtlerin namusudur. Bu dilin tanınması, kamusal hukukunun korunması ise Türklerin yurttaşlık ödevi.
Kürtlere karşı Kürt oldukları için işlenen suçların politik olabilmesi ve nihayet nefret suçu haline gelebilmesi için Kürtlüğün resmen tanınması gerek.
Yoksa Kürtlere adalet arayışını “kimlikçilik” sanan tolazların Kürtsüz kardeşlik anlayışında niye bıçaklandığın görünmezleşir.
AKP’nin kibir ve çürümesine sessiz dindarlar dahil olmak üzere toplumun geniş kesimleri artık yeter deyip isyan etti. Bu bir irade patlaması. CHP’nin bunu doğru okuması lazım. Bunun Kemalist kibre değil yeni bir hukuk ve insaf toplumuna çağrı olduğunu unutmamalı.
Müslümanlar kendilerinde zannettikleri İslamı başkasında görünce hayranlıkla seyrediyor.
Efendi yapacağız deyip sonradan köle yaptıkları “iyilik” sanki kafesten kaçmış.
Geçici bir tereddütten sonra tekrar kendi üstlerindeki boş etiketi cennet bileti sayıp aldanmayı seçecekler.
Din, devlet, fikirler, ideolojiler, cemaatler... hepsi, insan hayatına hizmet etmedikleri zaman çatlaması gereken birer ölü kabuk veya çıkılması gereken birer hapishane hükmündedir.
Kürtler anadilde eğitime evet demeyen adaya ve partiye oy vermemeli.
Kürt oyunu çantada keklik gören siyasetlere ilk turda ceza vermeli. Kürt oyunun ağırlığını temsil kabiliyeti en yüksek adaya destekle herkese hissetirmeli.
Bu ağırlık sonra pazarlık ve terbiyede kullanılmalı.
Irkçılık ile zeka seviyesi arasında ilişki arama ısrarının hata olduğunu düşünüyorum. Zeka burda bireysel veya kolektif egonun arkasından sürüklendiği için düşük görünebiliyor.
Irkçılıkta düşük ve düşkün olan vicdan ve insaftır.
İslamcılığın tarihi bu. Bu işin akpartisi-karapartisi meselesi olmadığının açık bir delili. Siyasette dinden/kutsaldan bahseden ya tecrübesiz bir gafil ya da nefsine kutsallığı dokunulmazlık aleti yapan bir sahtekardır. Siyaset dinin şerrinden laikliğe sığınmadıkça iflah olmuyor.
Devlet, resmî olarak Kürt kimliğini tanımadıkça Kürtlere yönelik saldırganlıklar hep bir taşkınlık, husumet, beşeri trafik kazası olarak sunulacak. Çünkü bunlar varlığı resmî olmayan Kürtlere hak yerine sunulan şefkat ve kardeşlik gibi hükümsüz sadakaların öteki ve tersi yüzüdür.
Kürtler acındırmaya ve sempati dilenmeye harcatıldıkları beşeri enerjinin çeyreğini “Kürtlüğün anayasal tanınmasına” harcasalardı, bugün bu halde olmazlardı.
Yaya geçidinden tutun belediye tabelasına, üniversite bölümündeki master tezine kadar her yerde Kürtçenin kamusal ortamlardan ve meşruluktan düşürüldüğünü görüyoruz. Kendi hakkının sadaka olarak verilmesini kabullenmiş bir topluma herhalde tüm bunlar birer ceza olarak yeter.
Yeni yıl insanların umut etmek için seçtiği bahane ve vesilelerden biridir. Tazelenme, farkındalık ve güzel dilekleri uyandırma mevsimidir. Güzeldir.
• Tüm dostlara hayırlı ve adaletli bir sene dileğiyle.
• Sersala hemû dost û hevalan pîroz be.
İnsan türünde hürriyet her daim imandan önce gelir ve gelmeli. İnsan oluşumuzun temeli ettiğimiz iman değil o imanı mümkün kılan hürriyettir. Sadece hür olanlar sorumlu olabilir.
Kadri Yıldırım hocanın vefatını üzüntüyle öğrendim. Qedrî Yildirim mamostekî hêja bu. Ew jî çu ser dilovanîyê û wefata wî me xemgîn kir. Xwedê rehma xwe li wî bike.
Türkiye demokrasisi Kürt oyuna muhtaç. Ama teşekkür etmeyecek.
Çoğunluğun yükünü taşımak (fedakarlıkta en önde olmak) lakin kendi nefsi için kendi hakkı olan, zaruri şeyleri isteyememek (ücrette en arkaya düşmek).
Kürtlerin demokratik trajedisi olarak not edelim. (bu değişmeli)
Amerika’da sokağa dökülen beyazlar siyah-beyaz halkların kardeşliğini değil, siyahların insanca yaşama hakkını savunuyor. Siyahlar siyahlığa adalet isteyince siyahçı olmuyorlar.
Kol kırılıp yen içinde kalınca en nihayet boyun kırılıyor.
Newroz Türk milliyetçi-İslamcılığının yıkamadığı ve yıkamayacağı Kürtlerin nadir kültürel kalelerinden.
Şükür ki Ekradın medar-ı iftiharı Xanî’ler, Nursî’ler sahip çıkmış.
Dini mızrak yapıp Kürdün varlık ve irfanına saplamak isteyen dessas tahakküm çırpınsa da birşey yapamıyor.
Said Nursi (1878-1960)
Kürtlerin haysiyetini
Türklerin dindarlığını
Müslümanların onurunu
İnsanlığın diğergamlığını
hayatıyla ve karakteriyle vikaye etmiş mert bir insan, inceliklerle dolu bir düşünür. Kainatta en sevdiği iki renk şefkat ve hikmet (Rahîm ve Hakîm). Ruhun şad,
Yükselen Türk milliyetçiliğinin sorumluluğunu Türklerde aramak kolaycılık olur.
Kürt siyasetini silahın gölgesinden çıkarmama ısrarı bu yükselişin önemli sebep ve mazeretlerinden biridir.
Askeri olarak tükenmiş bu akıldışı ısrar sadece Kürt/Türkiye siyasetini çürütmeye yarıyor.
AKP’nin yozlaşmasından cesaretlenip yeniden rağbet gören Kemalizm tutunmak için fazlasıyla çürük bir dal.
Atatürk ilgisi son tahlilde bir bağnazlık nostaljisi.
Irkçılık bazı insanların bazı insanları sevmemesinden değil, bazı insanların diğerleri ile eşit güce sahip olmamasından kaynaklanır.
Yurttaşların eşitliği son tahlilde güçlerinin eşitliği demektir.
Futbolla alakam çok az ama Amedspor bileğinin hakkıyla, ırkçılık yapanları küme düşürten bir centilmenlikle birinci lige çıkıyor.
Bi xêr û slamet, her dem serfiraz bin.
Hayat yerine ölümü yücelterek genç insanların ölümünü teşvik eden örgüt ve partiler insanlığa hizmet değil ihanet ediyorlar.
İnsanların hayatını siyaset malzemesi olarak tüketmek insan olanın kârı değil. Politik tarikatler gaddardır.
Devlet Kürtlerin görünmezliği üzerine kurulmuştur. Kürtlerden beklenen yokluk değil görünmezliktir. Cumhurbaşkanı bile olabilirsin ama Kürt olamazsın, olmamalısın. Bu yüzden devlet mecbur kalmadıkça yok etmez. Ama görünmez kılmak için herşeyi yapar.
İmamoğlu’nun ziyareti ve Kürtçe’ye dair minik jestleri güzel.
Kürt başkanların misafirlik hariç onu kendilerinin üstünde gören oturma/muhatap olma biçimi Kürt değersizliğinin bir uzantısı. İmamoğlu’nun hediyesinin garibana(Kürd) acıyıp dinleyen Ata-Türk olması ise utanç verici.
Cegerxwîn’in (1903-1984) vefat yıldönümü anısına sevdiğim şiirlerinden Gulfiroş’un Tükçe ve kısaltılmış İngilizce çevirilerini paylaşıyorum. Hem anlam hem de fonetik estetiği açısından harikulade bir şiir. (Seydayê Cegerxwîn, Ruhê te şa be, hezar rihme li ser gora te be)
Kürtlerin birinci ödevi onu linç eden Türk çoğunluğu medeni yapmak değil, o çoğunluğun attığı dayağı yememektir. Va esefa ki Kürtler dayak yerken nefsi müdafaa yerine Türkçe nezaket kurallarının ihlalini dert edinir hale getirilmiştir.
Hatırlanamasınlar diye mezarı olmayan Kürt pişdarlardan Seyid Rıza’yı ve sürgünde ölüme mahkum bırakılan büyük sanatkar Ahmet Kaya’yı tahmetle hatırlıyor, unutmuyoruz.
Ekser dindarlar Ayasofya’yı bir fetih sembolü ve kılıç hakkı olarak görüyor. Kiliseyi cami yapmak bedevilik ve vahşet çağının bir uygulaması olduğundan bugün için kabul edilemez bir şey olmalı idi. Ancak öyle olmadığını görüyoruz.
Tarihçiler bugünkü anlamıyla “ümmet”in modern zamanlarda icad edilmiş bir kurgu olduğunu bilir. Ümmet kutsal bir kavram olmadığı gibi gerçek de değildir. Ama kullanışlı bir alettir.
Aldananları dışında inananı yoktur. Onunla aldatanların da bu kavramla ilişkisi ise araçsal.
Esaretine kardeşlik kılıfı giydirilmiş Kürtler huylanmasın diye azıcık mutedil olmak zorunda kalan bir hakim Türklük gururu var ki bastırılmışlıktan yeterince serbest olamamaktan yakınabiliyor
Kürde hükmederken bile yeterince Türklük yapamamaktan şikayet eden bir kibir imtiyazı.
Sivil cumhuriyetin kurucu babaları.
Bir istibdadın mağdurları.
Yarım cumhuriyetin diğer yarısı olan mirasları görünmezlik ve iftiralara hedef yapılmış ve çarpıtılmış onurlu insanlar.
Sivil bir tarihyazımı ve demokratik bir siyasi yüzleşme vuku bulduğunda istikbalin (itibarı iade
Newroz rojbûna jîyanê ye. Pîroz be. Bira agirê hebûnê û şewqa biharê her dem geş be.
Uyanışlar mevsimi baharın bayramı olan Newroz kutlu olsun. Hayatlarımıza şevk ve şükür katsın.
İsmet Özel mert adam. Bilinçaltında gizlenen ve mahcup kalan düşünceler onda etrafa saldırır. Bu dürüst adam ucuz bir üçüncü dünyacılık adına dördüncü dünyalılara saldıracak kadar tükeniktir. Türklüğe değer verdiği zannı bir yanılgıdır. Faşizmin nesnesi bir bahaneden ibarettir.
İsmet Özel şiiri ne denli büyük ve güçlü ise, düşünceleri o denli kadük, marazi ve şizoiddir. Bu anlamda okuru en fazla şaşırtan kişilerdendir.
Özel’in ırkçı, aşağılayıcı ve yok sayıcı söylemine karşın halen (bilhassa Kürtler) okur nezdinde itibar görmesi son derece trajiktir.
Eid mubarak!
Cejna hemu dost û hevalan piroz be.
Doğayla, kainatla yakınlık gerçek bir selam ve hakiki bir bayram. Varlığı incitmeden yakınlık da insanın imtihanı. Hayırlı bayramlar.
İstanbul seçimi demokratik bir zafer.
İstibdadı geriletmek isteyenler İmamoğlu’nu vesile edindi. O da bu emeğin hakkını vermeli.
Mesela aldığı yoğun ve kritik Kürt oylarına teşekkürünü İstanbul BB’nde Kürtçeyi sembolik noktalarda (örn.: tabelalarda) ikinci dil yaparak ödemeli.
Türkiye toplumunu hakların için iknaya çalışırken, istediğin şeyin bir sadaka olmadığını unutma.
Suçlu değil haklı tarafsın.
Ve en önemlisi artık eskisi gibi güçsüz taraf değilsin. Güçlerden birisin.
“Açılım” derken..
“Sırtıma 9 santim bıçak saplayıp bıçağı 6 santim geri çekersen bu [eşitlik noktasında] ilerleme sayılmaz. Bıçağı tamaman çıkarsan da bu ilerleme olmaz. İlerleme yaranın tedavisiyle olur. Halbuki onlar bıçağın orda oldugunu bile kabul etmiyorlar.”
Malcolm X
"If you stick a knife in my back 9 in and pull it out 6 in, there's no progress. If you pull it all the way out, that's not progress. The progress is healing the wound that the blow made. They won’t even admit the knife is there" Malcolm X
Anlayış dilenciliği peşinde koştuğun sürece barışçıllığın, halklar siyasetin ve hatta ölümüne verdiğin savaşlar bile hep neticesiz kalacak, terkedildim diye ağlayacaksın.
Çünkü hukuk oluşturmayan her çaban kamusallık dışıdır, gayrıpolitiktir.
Son zamanlarda ismi benim ismimle sık karıştırılan Ak partisinde isbat-ı militanlık için çok çaba gösteren bir troll-siyasetçi var. Onun soyadı Birinci. İsmimin ekranlardaki horoz dövüşleri ile ilgili haberlerde sehven geçmesine küçük bir protesto mahiyetinde bir not bu.
Yıllarca sorunun “Garb muhabbeti” [batı hayranlığı] olduğunu zannettik. Halbuki hastalığın daha büyüğünün “Garb adaveti” [batı düşmanlığı] olduğu ortaya çıktı.
Haklı iken de faşist olabilirsin ve haksız iken de mağdur olabilirsin.
Popülist-milliyetçi siyaset başkalarının mağduriyetinden rant sağlar, terörden politik getiri elde etmek için kutsalları sömürür, insanlığı ayaklar altına alır. Başkasının evindeki yangını söndürmektense o ateşte kendi yumurtasını pişirir.
Gava serê meriv bişkê, gere pozê meriv bişewite.
Siyasetmedarên Kurd gere bêjin, ji niha pêda kesê ku dest li ser me ra ke û ji bu sedema axaftina zimanê Kurdî li me xe, ew dest ewê bişkê, ne serê me.
Adalet eşarbını çıkarsa yine adalettir.
Zulüm başına ��slam külahını geçirse yine zulümdür.
Ayaklarının altına cennet serilen fıtriliğin karşısında olanlar cehennemdir.
Sanıyorduk ki insanlar dine ve kitaba göre hareket ediyorlar. Hâlbuki insanlar, dini ve kitabı ellerinde tutarak kendi çıkarlarına göre hareket ediyorlar.