İngiltere’de ilk defa tiroid nodülüne mikrodalga ablasyon işlemi yapılmış ve BBC’ye haber olmuş. Ben bu tedaviyi yaklaşık 12 yıldır Türkiye’de yapıyorum.
“Beni Türk hekimlerine emanet ediniz.”
Bizi izlemeye devam edin. 😎
Bir insanın 3 öğün karnını doyurması, yılda bir defa tatil yapması, evinde yazın terlemeyip kışın üşümemesi, arada oturup arkadaşlarıyla bir çay veya kahve içebilmesi, üstüne başına bir şey alabilmesi lüks değil insanca yaşamaktır, hakkıdır. Tasarruf ile sefaleti karıştırmayalım!
Öğrenci iken 2 arkadaş para biriktirip lokantaya gittik. Paramız ikişer lahmacun bir ayrana yetiyor. Yedik, hesap istedik ama garson tatlı getirdi. Meğer öğrenci olduğumuzu anlayan yan masadaki amca hesabı ödeyip gitmiş. İnsan olmak farklı bir şey, 25 yıl oldu hala unutamadım.
Sadece 10 saniyelik bir espri yapıp “Sinovac Sinovac, Biontech Biontech” dediği için bu arkadaşa hemen soruşturma açılmış. Hiç doğru değil, yaptığı işe bir renk katmış, bu kadar hoşgörüsüz olmak zorunda mıyız? Keşke aynı dakiklik, takdir etme konusunda da olsa.
Kalamar, karides, ahtapot yemenin Hanefi mezhebine göre haram, Şafi mezhebine göre helal olduğu söyleniyor. Ben 4 mezhebe göre yemesi haram olanları söyleyeyim; Kul hakkı yemek, Devlet malını yemek, tüyü bitmemiş yetimin hakkını yemek. Kesin bilgi.
Anne karnındaki bebeğin MR görüntüsü... İnsanoğlunun bu karanlık ve dar ortamda aylarını geçirdikten sonra; Dünyalara sığmaması, kendini sonsuz-tükenmez güç sahibi zannetmesi, başkalarını küçümsemesi, eksiksiz ve hayal kırıklığına mahkum bir trajedidir.
Eski askeri sağlık sistemi olsa; Çoktan Sahra hastaneleri ve Sahra mutfakları kurulmuş, saat gibi işleyen bir organizasyonla birçok can kurtarılmış, çok daha az insan mağdur olmuştu. Gölcük depreminde bilfiil çalışan bir askeri doktor olarak söylüyorum ve kahroluyorum.
Bu gülümseyen adam benim babam. Elazığ SSK hastanesinde hasta bakıcıydı. Kerpiçten yapılmış damlı bir evde, gece gündüz çalışarak 9 çocuk büyüttü. Hepsini okuttu. Çocukları doktor, mühendis, avukat, öğretmen oldu. Ne kendisinin ne de çocuklarının kursağına haram lokma sokmadı.
Ben 3 doz aşılı olduğum halde kapalı bir mekana ancak HES koduyla girerken, binlerce sığınmacının sınırımızı kevgire çevirip kontrolsüz bir şekilde ülkemize girmesine itirazım var. Demografik yapıyı değiştirecek sayıda mülteci kabülüne itirazım var. Endişeliyim ve üzgünüm.
Üniversite sınavında baraj kaldırılmış. Araba kullanmak için ehliyet şartının kaldırılmasından hiçbir farkı yok. 3-5 sene sonra, elindeki üniversite diploması kağıt parçası hükmünde olan gençlerimiz olacak. Eğitimin kalitesini arttıralım dedikçe tersi yapılıyor, yazık bu millete.
Adana’da hasta eşi ve 3 çocuğuna bakmak için kaldırımda yeşillik satan Gamze Yılmaz’ın, toptancılara vereceği para dün çalınmış. Borçlanarak yeni yeşillikler alıp bugün yeniden tezgahı kurmuş. Olayı duyan mahalleli yeşillik satın almak için kuyruk oluşturmuş.
Helal olsun size.
Sivas Valisi Sn Salih Ayhan, kısıtlamayı ihlal eden bir satıcının tezgahındaki tüm limonları satın alıp satıcıyı evine göndermiş. İşte takdir edilecek bir davranış ve olması gereken. Dilerim diğer yöneticilere de örnek olur, gönül almak gönül yıkmaktan daha güzel.
Bugün kızım yurttan eve geldi. Bir anda sanki toprağa cemre düştü.. Güneş tülün ardından ışık saçmaya, duvarlar renk renk çiçek açmaya, ev buram buram adaçayı ve mimoza kokmaya, nereden göç ettiği belirsiz kuşlar cıvıldamaya başladı. Mevsim değişti, ilkbahar bahar oldu. ❤️
Covid 19 nedeniyle hayatını kaybeden ve geride 2 çocuk bırakan Prof. Dr. Mehmet Ümit Ergenoğlu’nun çocuklarına bağlanan maaş kesilmiş. Kesilmekle kalmamış, faiziyle geri isteniyor. Çocukların yaşı 12 ve 16. Çok üzüldüm, bu durumu hemen düzeltin lütfen.
@drfahrettinkoca
Zarif bir hasta geldi. “Müsade buyurursanız değerli vaktinizi almadan kısaca rahatsızlığımdan bahsetmek isterim” dedi. Dinledim, ultrasonunu yaptım. Giderken gülümseyerek “müteşekkirim, yolunuz gül bahçesi gibi latif olsun” dedi.
Ayaklarım yerden kesildi, nezaket büyülü bir şey.
Haftaya çok sevindirici bir haberle başlıyorum. ÖSYM’nin açıkladığı 2022 YKS sonuçlarına göre canım kızım Türkiye’de ilk 1000’e girdi. Çok mutluyum. Umarım tüm gençlerimiz istedikleri yerlere gelir ve güzel bir hayat sürerler. Yolları ve bahtları açık olsun.🧿
Öğrenci iken 2 arkadaş para biriktirip lokantaya gittik. Paramız ikişer lahmacun bir ayrana yetiyor. Yedik, hesap istedik ama garson tatlı getirdi. Meğer öğrenci olduğumuzu anlayan yan masadaki amca hesabı ödeyip gitmiş. İnsan olmak farklı bir şey, 25 yıl oldu hala unutamadım.
Büyük ameliyatlar yapılamaz hale gelip tersine sağlık turizmi başlayınca, hastalar vize kuyruklarına girince, randevu sistemi arapsaçına dönüşünce, nitelikli doktor bulmak imkansızlaşınca; meselenin büyük binalar yapmak olmadığını kavrayacağız ama çok geç olacak..
Kahveyi severek içiyoruz; faydalarını bilseydiniz daha çok severdiniz.
#Kahve
; Enerjinizi arttırır, mutluluk verir, şeker hastalığından korur, zayıflatır, Alzheimer ve demans riskini azaltır.
Karaciğerinizi korur. Hatta kalın bağırsak ve karaciğer kanseri riskini azaltır.
Doktorun kafasına mermerle vurmuş diyorum, her meslekte olur yazıyor. Randevusuz hastaya bakmadığı için saldırmış diyorum, o da baksaymış yazıyor. Doktorlar gidiyor ülkeden diyorum, terörist-hain-satılıktır yazıyor.
Bu ahlak seviyesi, bu cehalet ve fanatizmle hiçbir şey düzelmez
2 yılda 3 bin doktorumuz Almanya’ya göçmüş. Sadece bu yılın ilk 5 ayında yurt dışına giden doktor sayısı 400. Harıl harıl yabancı dil çalışanlar var. En değerli ve vazgeçilmez hazinemizi kaybediyoruz. Çalışma koşullarını, özlük haklarını, mesleki iklimi düzeltmemiz şart.
Giden doktorların yerini kısa sürede doldurmak mümkün değil. Bir uzman doktor, liseden sonra ortalama 10-12 yılda yetişiyor. Yan dal uzmanı ise 13-16 yılda. Tecrübeyi hiç söylemiyorum. Doktor yetiştirmek turp yetiştirmeye benzemez.
Maddi durumu zayıf birine, onu rencide etmeden, “her gün 2 hasta ücretsiz bakma hakkım var” deyip ultrason yaptım. 1 gün sonra, büyük bir mahcubiyetle yarım kilo baklava alıp gelmiş, hakkınız geçmesin diyor.
👉Bu güzel ülkede umutsuzluğa düşmemek için çok sebebimiz var, inanın.
Kızımı üniversite yurduna yerleştirdim. Tam 23 saat 46 dakikadır göremedim kendisini. Serçe gibi birinden diğerine seğirttiği odalar bomboş kaldı. Her tarafta onu hatırlatan eşyalar.. Sanki hayat durdu birden. Ne zormuş ayrılık, ne acıymış sevdiğinden ayrılmak 😞
Ay sonunu getiremediğinden yakınan bir emekli ile yapılan röportajı izledim. Sesi titreyerek dediki; “ Bir canım var, o da başıma bela oldu”
Çok ağır geldi bu ifade bana, ne desem boş.
Sonunda yeni ultrason cihazımı aldım, mutluyum. Bundan sonra; tiroid nodülleri, meme kistleri, karaciğer yağları, safra çamurları, böbrek taşları, aort anevrizmaları, damar plakları ve sinsi tümörler korksun. Ben bu oyunu bozarım 😎
Bir hayırlı olsununuzu alırım.
60 yaşına kadar gece gündüz çalışıp ev geçindirmeye veya para biriktirip kutu gibi bir ev sahibi olmaya; Emekli olunca da kıt-kanaat geçinip sağlık sorunlarıyla boğuşmaya çalışıyor ve buna hayat diyoruz. Bu hayat değil trajedidir, modern köleliktir ve biraz bu coğrafyaya hastır.
Doçent bir arkadaşım var; günde 5-6 saat yeni makaleleri okuyor. Yeni bir şey öğrendiğinde gözlerinin içi parlıyor. Ayaklı kütüphane, 64 çekirdekli işlemci gibi. İmkan tanınsa Nobel alabilecek biri. Ama nefes almadan hasta bakıyor. İşte asıl israf budur; Yarış atıyla tarla sürmek
Dışarıdan görülen damar yoluna bağlı flexıble uzatma. Bandajın altında da intraket görünüyor. Yani bu görüntüde hiçbir anormallik yok. Ayrıca bu fotoğraf 3 yıl öncesine ait. Sizin adınıza ben utandım.
Heyecan verici bir gelişme;
Şiddetli lupus hastalığı olan 5 kişi, kendi kanlarından alınan T hücreleri yeniden tasarlanıp damardan verilerek tamamen tedavi edildi. Bu tedavi yöntemi romatoid artrit, MS (Multipl Skleroz) gibi otoimmün hastalıkların tedavisinde çığır açabilir.
Meslek hayatımda 14 Mart Tıp Bayramının hiç bu kadar yoğun kutlandığını görmemiştim. Şu ana kadar 3000’e yakın mesaj geldi. İnsanımız net bir şekilde
#doktorumunyan
ındayım mesajı veriyor. Destekleriniz çok değerli, umut ile doldum bugün 🙏
Sn Selçuk Tepeli sonunda bu duyarsızlığa isyan etti. Aylardır tarım ve çiftçiliğin sorunlarına-önemine dikkat çekiyor ama değişen hiçbir şey yok. İnsanı en çok üzen şey kayıtsız kalınmasıdır, tepkisinde haklı.
Bugün İstanbul’daki zincir bir dönercide, bir kutu ayrana 35 TL ücret aldılar. Tamam hayat pahalılığı var ama bu kadarı da fırsatçılıktan başka bir şey değil. Bu ayran marketlerde 5,5-6 TL’ye satılıyor. Buna ayıp demek hafif kalır.
Boş araziye terk edilmiş bebeğe kendi yavrusu gibi sahip çıkan ve süt anneliği yapan sevgili
@busradurmaz112
içimizi ısıttın. Bugün tüm alkışlar sana 👏👏👏
Keçiyi bağlamak için çakılan kazığın bile yeşerdiği, tarlalarından bolluk bereket fışkıran, dağlarından yağ, ovalarından bal akan, bir zamanlar yoldan geçenlere göz hakkı diye kasayla meyve ikram edilen bir ülkede; maruz kalınan yokluğu kimse “coğrafya kaderdir diye izah edemez.”
Yeni Araştırma:
Gül, portakal, limon, nane, okaliptüs, biberiye ve lavanta kokularından birini 6 ay boyunca her gece 2 saat koklatılan kişilerde hafızada % 226 artış olmuş.
ABD’de yaşayan Bryn Elise adlı kadın saç yaptırmak için kuaförünün kendisinden istediği 4 bin doları fazla bulunca, 10 bin km yol katedip Türkiye’ye geldi. Gidiş-dönüş uçak bileti, 2 haftalık konaklama ve saç yapımına toplam 2200 dolar harcadı.
Çok değil 15 sene önce doktora gelenler hazırlık yapardı; yeni kıyafetlerini giyer, hatta giysi alırdı. Bırakın şiddeti, saygısızlık edeni görmedim. 75 yaşında saçı sakalı ağarmış insanlar bile hürmet ederdi doktora.
Ne olduysa sonradan oldu; virüsten daha çok mutasyon geçirdik.
Kalp hızının düşmesinden, kan şeker düzeyinin azalmasına; stresten uykusuzluğa kadar birçok faydası olan 4-7-8 nefes alma tekniği nasıl uygulanır? Dr. Andrew Weil’in tarifi:
4 saniye burundan nefes al
7 saniye tut
8 saniye ağızdan nefesi ver
Kaynak:
600 bin nüfuslu Zonguldak’ta sadece bir onkolog (kanser uzmanı) kalmış. 14 saat çalışarak günde 80-100 kişiye bakmaya çalışıyor. Kuyrukta bekleyen teyze “bu da istifa ederse, yandık” diyor.
Nitelikli insanları kaybediyoruz ve bu güncel siyasetten çok daha önemli ve çok daha acil
Salondaki LED aydınlatma bozulunca elektrik ustası çağırdım. Biraz inceledikten sonra adaptör ve LED’lerin yandığını ve 1750 liraya değiştireceğini söyledi. Tesadüfen, azıcık bu işten anlayan bir arkadaşım geldi ve sadece temassızlık olduğunu saptadı. Büyük bir yozlaşma var..
Adam tweetin altına başaramayacaksınız, bu devleti yıkamayacaksınız yazmış. 25 yıl askeri hekimlik yapmış, Hakkari’den Kıbrıs’a birçok yerde çalışmış, binlerce Mehmetçiğe bakmış bana diyor bunu.
Kötülük ve cehaletin bu kadar pervasızlaştığı ve organize olduğu bir dönem görmedim.
Ultrasona bir Amerika’lı geldi. Estetik ameliyat olmak için 10 bin km yolu göze alıp Türkiye’ye gelmiş. Bilet ve oteli katınca operasyon ücreti ABD ile aynı neredeyse. Neden Türkiye? diye sordum. Daha ucuz diye değil, hekim daha iyi diye geldim dedi. Muhteşem doktorlarımız var👏
60 yaşına kadar gece gündüz çalışıp ev geçindirmeye veya para biriktirip kutu gibi bir ev sahibi olmaya; Emekli olunca da kıt-kanaat geçinip sağlık sorunlarıyla boğuşmaya çalışıyor ve buna hayat diyoruz. Bu hayat değil trajedidir, modern köleliktir ve biraz bu coğrafyaya hastır.
ABD'de Northwestern Üniversitesi’nden Doç. Dr. Hande Özdinler; ölmüş beyin hücrelerini NU9 isimli kimyasal maddeyle 60 günde canlandırdı. Bu buluş; ALS, Parkinson, Alzheimer ve beyin kanaması gibi birçok hastalığa umut olabilir.
Tebrikler ve iyi ki bilim var. 👏👏👏
Diyarbakır Cumhuriyet Fen Lisesi'nde matematik öğretmeni Sn Mehmet Aydın’ın resmi bu. Covid tedavisi gören babasına refakatçilik yaptığı hastanenin bahçesinde öğrencilerine online ders anlatıyor. Eli öpülesi öğretmenimiz...
Anne karnındaki bebeğin MR görüntüsü... İnsanoğlunun bu karanlık ve dar ortamda aylarını geçirdikten sonra; Dünyalara sığmaması, kendini sonsuz-tükenmez güç sahibi zannetmesi eksiksiz ve hayal kırıklığına mahkum bir trajedidir.
23 yaşındaki Kanadalı bu arkadaşın adı Antoine Moses. Ağaç dikiyor her yere.. 24 saatte 23.060 tane ağaç dikerek yeni bir rekora imza attı. Her 3,75 saniyede bir ağaç dikiyor.
İşte bu güzel insanlar dünyayı güzelleştiriyor ve çekilir kılıyor.
Dünyayı perişan eden bir salgında ilk aşıyı bulmuş, milyonlarca insanın hayatını kurtarmış, herkesin peşinden koştuğu ve belki de Nobel alacak Sn Uğur Şahin hakkında ülkemizde suç duyurusunda bulunulmuş!
Sonra da niye beyin göçü oluyor, niye herkes kaçıyor diye ağlıyoruz.
Duydum ki ülkemize geliyormuşsun.. Sana bir şey diyeyim mi: Seni sevmiyorum. Büyük konuşmak istemem; Açlıktan öleceğimi bilsem verdiğin lokmaya ağzımı sürmem, denize düşsem sana sarılmam, çölde susuz kalsam uzattığın suyu içmem.
Seni sevmiyorum, hem de HİÇ!
Kazım bey daha 4 gün önce burada hastane randevularından yakınmıştı. Kardiyolojiden 2 hafta sonraya randevu alabilmiş ve sonraki gün kalp krizi geçirdi. Maalesef bugün kaybettik. Çok üzgünüm. Mekanı Cennet olsun, ailesi ve sevenlerine sabır diliyorum.
Keşke liseden sonra 6 yıl tıp fakültesi, 3 yıl ihtisas, profesörlüğe kadar süren 15-16 sene akademik hayat ve üzerine 15 sene mecburi hizmet yapacağıma; Bilinçaltı ve kuantum eğitmeni olsaymışım. Daha iyi arabalara binerdim en azından!
Bugün şahit olduğum manzara çok üzdü beni. Market kasasında ödeme yapan anne, 2-3 yaşındaki kızının kenarda dizili bisküvi paketini ısrarla istemesine dayanamayıp fiyatını sordu. 8,5 lira olduğunu öğrenince üzgün bir ifadeyle bıraktı paketi. Çocuk ağlarken biri satın alıp verdi.
Karaciğeriniz hafif yağlı dediğim 87 yaşındaki amca sedyeden doğrulup “inşallah ileride önemli bir probleme yol açmaz” dedi. Oscar Wilde’ın sözü geldi aklıma;
- Ruh yaşlı doğar fakat gençleşir; hayatın komedisi bu. Beden ise genç doğar, gitgide yaşlanır. Bu da hayatın trajedisi.
Ekmek almak için girdiğim fırında, kenarda bekleyen kadını sonradan farkedince “sizin sıranız galiba” deyip kenara çekildim. Mahçup bir tavırla “yok ben askıda ekmek bekliyorum” dedi. İçimden bir şeyler koptu, Nolur, imkanı olan bir ekmek aldığında bir tane de askıya bıraksın.
4-7-8 nefes alma tekniğini herkes öğrenmeli. Bu tekniğin fizyolojik etkileri tahmininlerinizin de ötesinde.
4 saniye nefes al, 7 saniye nefesini tut, 8 saniye boyunca ağızdan nefesini ver. Nefesi diyaframdan alacaksınız, yani karın bölgesini kullanacaksınız.
Taha Duymaz ve kardeşi de vefat etmiş. O yokluk içinde hayata tutunmaya çalışan, bir şeyler yapmaya çalışan bir delikanlıydı. Çok üzüldüm, Allah rahmet eylesin.
Engelli öğrencisinin hayalini gerçekleştirip okula kamyon getiren muhteşem öğretmen ve Ömer’in içten sevinci.. Sen ne güzel bir öğretmensin 👏👏
(Video: Bizim hikayemiz)
6 yaşında çocuğu gelin etmek, gelinlik giydirmek ve bunu da din zannetmek. İki gündür yazıp yazıp siliyorum. Bu konuyu küfürsüz değerlendirmek, ağırbaşlı bir şeyler yazmak mümkün değil. Bu konuya tepki göstermeyen, görmezden geleni insan saymak da mümkün değil.
Şeker hastası olan minicik çoçukların günde 10 defa parmakları delinmesin, çocuğunu gece uykudan uyandırıp parmağını delmeye hangi anne baba dayanabilir… Şeker ölçüm sensörleri SGK ödeme kapsamına alınmalıdır. Bunu karşılamaya devletimizin gücü yeter.
Bir çocuğun günde 5-10 defa iğneyle parmağının delinmesinin acısını düşünebiliyor musunuz, hem de gece uykusundan uyandırılarak.. Oysa iğnesiz şeker ölçüm sensörleri var. SGK ödeme kapsamına almadığı için 20-25 bin çocuk bu acıyı çekiyor. Bir an önce ödeme kapsamına alınmalı.
Fındık, kiraz, incir, kayısı üretiminde dünyada birinci, kavun karpuzda dünyada ikinci, zeytin ve domateste dünyada dördüncü olan Türkiye’de; Vatandaşın fındığı seyretmesi, karpuzu dilimle, domatesi taneyle alabilmesi, zeytinyağının yanına yaklaşamaması kadar acı bir şey olamaz!
Beyin tümörü saptanan ünlü keman virtüözü Dagmar Turner’ın ameliyatından bir bölüm... Beyin cerrahları; El hareketlerini ve koordinasyonunu sağlayan bölgeye yakın tümörü çıkartırken, bu bölge zarar görmesin diye uyanık ve keman çalarken ameliyat ediyor.
Geçen yıl 2900 TL’ye yaptırdığım araç kaskosu bu yıl 18500 TL olmuş. Sigorta şirketi aynı, araç aynı, aracı kullanan aynı, bu arada yapılmış bir kaza yok. Hatta araç 1 yaş daha eskimiş. Kasko ücreti 1 yılda tam 6 kat artmış. Nasıl olabilir böyle bir şey?
Keçiyi bağlamak için çakılan kazığın bile yeşerdiği, tarlalarından bolluk bereket fışkıran, dağlarından yağ, ovalarından bal akan, bir zamanlar yoldan geçenlere göz hakkı diye kasayla meyve ikram edilen bir ülkede; maruz kalınan yokluğu kimse kader veya dış güçler ile izah edemez
Vapurda bir simit de martılar için aldığımız, benzin istasyonunda depoyu fulle dediğimiz, ayçiçek yağının veya şekerin kilo fiyatından habersiz olduğumuz; GES -Kur Korumalı Mevduat nedir, Maliye bakanı kimdir bilmediğimiz günleri özledim.
Prof Dr Uğur Şahin’den bugün 3 önemli açıklama;
1. Aşıyı 20 farklı mutasyonda denedik, hepsinde çalışıyor. Bu mutasyon da etkilemeyecek.
2. Virüs tamamen mutasyona uğrasa bile, 6 haftada yeni aşıyı yaparız.
3. Türkiye için gerekli olan aşı dozunu özel olarak ayırıyoruz.👏👏👏
Tolstoy, Dostoyevski, Çaykovski’ye sansür koymak, eserlerini yasaklamak akıl tutulmasıdır, anlamsızdır, saçmalıktır. Kadınları cadı ilan edip yakan Ortaçağ anlayışından çok farkı yok.
Sadece 1,5 km öteye gideceğimi söyleyince, taksi şöförü gülümseyerek içeri aldı. Şöför takım elbiseli, kravatlı, hatta beyaz eldivenliydi. Arabanın içi pırıl pırıldı ve temizlik kokuyordu. Yolculuk bitince büyük bir nezaketle para üstünü uzattı. Heyecanlanmayın, Japonya’da oldu.
Malezya’dan GATA’ya tıp eğitimi için gönderilen ve yıllar önce bizimle birlikte okuyan Dr Muhammed Haizar, ekibiyle gelip Adıyaman’da Sahra hastanesi kurdu. Kendisi aynı zamanda Tuğgeneral. Ona ve Malezya halkına teşekkür ederim. Bir kez daha GATA’lı olduğum için gurur duydum.
1999 Gölcük depreminde; Helikopterle İstanbul’a yaralı taşıdık, 10 gün kadar da GATA’da geceli gündüzlü hasta baktık. Oradan bir tecrübemi meslektaşlarımla aktarmak isterim, Basit yaralanmaların dışında en çok:
1. Kompartman sendromu
2. Crush sendromu gördük.
İncecik bir telle kasıktan girip beyindeki baloncuğu tedavi ediyoruz, küçük bir iğneyle karaciğer veya böbrekteki tümörü kolaylıkla yok ediyoruz. Her gün yeni ve daha hafif tedaviler çıkıyor, kanser aşıları hızla ilerliyor. Yakın bir gelecekte tıptaki gelişmelere çok şaşıracağız.
Okumuş cahil çok tehlikelidir. Bir de hırslıysa, çok daha tehlikelidir. Hem okumuş, hem cahil, hem hırslı, hem de ahlaksızsa; Onu insan suretinde şeytan sayabilirsiniz.
Günde 7-7.5 saat uyumaya özen gösterin. Daha az uykunun zararlarını duyunca şaşıracaksınız.
* Uyku eksikliği bağışıklık sistemini zayıflatır; Viral hastalıklara, yüksek tansiyona, obeziteye, diyabete, bazı kanser türlerine zemin hazırlar.
#Uyku