Nişanyan Yeradları'nın yeni sitesi çıktı! Sözlük ile Adlar siteleri sonrasında uzunca bir süredir bu proje üzerinde çalışıyordum. Reklamsız, bedava, herkese açık bir şekilde bugün yayınlıyoruz. 🥳
Şu ana kadar gördüğüm seçim haritaları illere odaklı veya sadece belli büyükşehirlerin detaylarını gösterir nitelikteydi. İlçe sonuçlarını ülke genelinde okuyabilmek adına bir harita hazırladım:
arkadaş bingöllü olduğuna göre annesinin isminin kürtçe “küçük gül, gülce” anlamına gelen werdek kelimesinin “türkçeleştirilmiş” hali olması mümkün. ne yazık ki kürtçe çok fazla isim bu şekilde nüfus memuru insiyatifine bırakılarak utanç verici tercümelere maruz bırakılıyor.
Müjdemi isterim! Üzerinde 1 yıldır çalıştığım Nişanyan Sözlük’ün yeni sitesi çıktı! Yepyeni kart görünümü, açık/koyu tema özelliği, izahlı/kompakt görünüm iyileştirmeleri ve son değişiklikler tablosu ile site ’da yayında. 🥳
Siyasetten ziyade veri sunumu hakkında bir nokta ise benzer renkleri kullanan siyasi partilerin haritada nasıl gösterilmesi gerektiği. Örneğin, CHP, MHP ve Yeniden Refah için birbirine çok benzer renkleri kullanan haritaların sayısı yersiz fazla, veriyi okumak çok zor oluyor.
@ummunaz
cemal kafadar’ın bu konu hakkında çok güzel bir makalesi var. 16. yüzyılda istanbul’da ilk defa kahvehaneler açılmaya başlıyor ve şehir halkı akşam saatlerinde kahve içtiği için osmanlı’da ilk defa “gece hayatı” konsepti oluşuyor:
kendi anneannemin isminden tutun ailemdeki bir çok kişinin yaşadığı ve içselleştirdiği bir durum bu. çocuğunun ismini dilediğin gibi özgürce seçemiyor olmanın şu ana kadar ülke tarihinde doğru düzgün dillendirilememiş olması oldukça üzücü.
Nişanyan Adlar 2022 verileriyle baştan aşağı yenilendi! Z kuşağına ait 450+ yeni isim ekledik, her isim için 1997 sonrası artış/azalış trend bilgisi getirdik, ‘jokerli arama’ imkanı ile birlikte dil, bölge ve topluluk araması özelliğini geliştirdik. Güncellenmiş tema da cabası!
@ummunaz
karagöz ve hacivat gibi gölge oyunları da bu yeni türeyen gece hayatı sahnesi sayesinde ortaya çıkmış. istanbul’da yapay aydınlatmaya bir nevi ilk kez herkes kafein alıp gece uyanık kaldığı için ihtiyaç duyulmuş. yersiz vakitlerde kahve içmek başından beri kültürde var sanırım ☕️
Hey everyone, quick update on Turkey: After losing the Istanbul local elections by 13k votes in March, Erdogan's party called a repeat election. Today,
@ekrem_imamoglu
, the opposition candidate, won again, this time with a difference of nearly 800k votes.
#Her
ŞeyÇokGüzelOlacak
herkese selam, evde olduğumuz bu dönemde dil bilimi sevdalıları için yeni bir tweet serisi başlatıyorum: günlük etimoloji! ilginç bulduğum, beklenmedik kelime kökenlerini herkes ile paylaşmayı amaçlıyorum. kaynaklarım başlıca TDK ile Nişanyan’ın etimoloji ve yer adı sözlükleri.
I have been looking at this bilingual poem by Rumi for far too long, so I finally sat down and translated it from Old Anatolian Turkish to English. There are certain parts of the poem's language that seem a bit non-standard, but the general picture is clear:
A fascinating Rumi ghazal that starts in Turkish, then transitions to Persian with this line:
"Whether they're Tāt, Rumi, or Turk,
learn the language of the language-less."
Konya was linguistically diverse, Rumi often uses the multiplicity of languages as a metaphor.
farsça ile türkçe arasında benzerlikler olması tabii ki şaşırılası değil fakat bunun bazen hiç beklemediğim anlarda karşıma çıkması çok hoşuma gidiyor. bu dönemki farsça dersimde en meşhur atasözlerini inceliyoruz ve bu haftaki örneğimiz "tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır" idi:
üç ay amerikalı hocalardan online ders aldım, hepsinde lüzumsuz bir ciddiyet vardı. bugün istanbul bazlı bir kurumun online farsça dersine başladım, hocası güney azerbaycanlı bir türkoloji profesörü. reis derse çay yudumlayıp sigara yakarak başladı... başka coğrafyada yaşayamam
A more scholarly analysis of ğ:
1. It acts as a counterpart of غ
2. It *can* begin and end a word in many Turkic languages
3. Turkish words that would begin with غ now have g instead: “galip” غالب & “mağlup” مغلوب
4. It acts as a vowel lengthener only in urban Turkish dialects
The letter Ğ/ğ
1. Turkic alphabets love it
2. Never a first & rarely the last letter
3. Can extend a vowel, similar to Hungarian (˝)
4. Can sound like Greek Γ/γ
5. Not a "G", hence never ErdoGan!
6. Sounds "silent", but keys you're not a native speaker if you can't "say" it right
outbreak = salgın
epidemic = salgın
pandemic = salgın
tıbbi tabirleri görmezden gelip, ingilizcenin global kelime dağarcığından çıkma, yeni konseptlere karşılık sağlamak adına halk arasında kabul gören tabirleri merkezi otorite olarak reddedip dili güçsüzleştirmek = korumak ✅
Bazı kelimeler birdenbire dilimize girer ve kullanımı yaygınlaştıkça yerleşiverir. “Pandemi”, böyle bir kelime oldu. Biz öğretmenler Türkçe karşılığını kullanıyor, “Salgın” diyoruz.
Sağlığımızı korumak kadar dilimizi korumak da bizim için çok önemli.
gerçekten çok ilginç ve tarihsel açıdan değerli metinlerin çevirisini içeren bir kitap, eğer osmanlı tarihi ile ilgiliyseniz kesinlikle incelemenizi öneririm. kitabı elinize aldığınızda da dizin (index) kısmına bir göz atın derim, üzerinde bir hayli emek harcadım 🥳
The Ottoman World edited by Hakan T. Karateke and Helga Anetshofer - Paperback - University of California Press. 2021.
(ı contributed with the cover image)
@fkadev
Geç Osmanlıcada Fransızca développement (İngilizce development) için inkişâf انكشاف türetilmişti. Buradan hareketle Fransızca développeur (İngilizce developer) için münkeşif منكشف uygundur.
Çorum’un sahip olduğu kötü nam ve hatta “Çorumlu musun?” sorusu, Osmanlı tarihçisi Gelibolulu Mustafa Âli’nin 1588 yılında kaleme aldığı Mirkatü’l-Cihad adlı eserinde yer alıyor.
Eserden bu konu hakkında bir kesit (üstte orijinal Osmanlıca, altta birebir Güncel Türkçe çevirisi):
زبان خوش مار را از سوراخ بیرون میکشد
zebān-ė xoş mār ra ez surāx birun mikoşed
tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır
bu kültürel etkileşimi seviyoruz, müptelasıyız
i’m happy to announce that i’m so racially ambiguous, puerto ricans defaulted to spanish with me all the time and i had to disappoint them in english — to celebrate, aquí hay algunas fotos de la bella 🇵🇷:
bir erkek olarak sessiz kalmamalıyım, ben de tepki göstermeliyim, ama kadınların seslerini gölgelemeden, sözlerini yankılayarak. bu tweet ile yanıtları çok korkunç, erkekliğimden tiksiniyorum... hepimiz erkeklere dikkat etmeliyiz; kadınları dinlemeliyiz, onlara destek olmalıyız.
gece otobüsten inmiştim, eve doğru yürürken takip edildiğimden şüphelendim. fark ettirmeden arkama dönmeye çalıştım ama fark etti. “kaçma gel” diye bağırdı, koşmaya başladım, koşmaya başladı. evim uzaktı, sokağın başındaki apartmanın kapısı açıktı ona girdim. açık olmayabilirdi.
@murad_ismael
Erdogan voters in Europe are not people running away from Erdogan, but people who themselves and/or whose families immigrated to countries like Germany, France, and the Netherlands as ‘low-skilled workers’ during the 60s and 70s.
ilk kelimemiz "Sivas". Grekçede Σεβάστεια (Sebásteia) olarak geçiyor. kentin adı dönemin Roma İmparatoru Tiberius adına konuyor. bunun sebebi, “Sebásteia”nın Grekçede “başbuğ” (Latince “augustus”) anlamına gelmesi. aynı zamanda modern “Sebastian” ismi de bu kökten gelmekte.
bugünkü kelimemiz "mert". Farsça مرد (mard) kelimesinden geçmiş. günümüzde özel isim olarak kullanılsa da, orijinal anlamı "adam, erkek". Proto-Hint-Avrupa dilindeki kökü *mer- (ölmek). bu kökün türevleri çoğu dilde mevcut: İng. murder, Fr. mort, Kr. mirin, Erm. մեռնել (mernel).
Şirince'de
@ArkheProjesi
çatısı altında ikincisi düzenlenen Türk-Osmanlı Tarihyazımı Toplantısının ilk oturumuna, Ümit Kurt’un (
@mitSelimKurt1
) "Erken XX. Yüzyıl Osmanlı Toplumunda Şiddeti Dizginlemek: Adana Adapazarı olmasın!" başlıklı dersiyle başladık.
Sayın Mungan'ın bu gönderisini okuyanlar, Dil Derneği kılavuzlarında "TDK'nun" biçiminde yazıldığı yönünde yanlış bir çıkarıma ulaşabilir. Yeni bir şehir efsanesi oluşmaması için düzeltelim: TDK kılavuzuna göre de Dil Derneği kılavuzuna göre de "TDK'nin" şeklinde yazmak gerekir.
boomer’lar siyasetle ilgilenir: milli iradeyi savunuyorlar, dava adamları
boomer’lar siyasetle ilgilenmez:
güzelim ~anadolu irfanı~
z kuşağı siyasetle ilgilenir: çok idealistler, türkiye’de tutmaz
z kuşağı siyasetle ilgilenmez: tarih cahilleri, yozlaşmış gençlik
ilk olarak, #İstanbulSözleşmesiYaşatır. ikinci olarak, fesih kararının aşırı muhafazakar erkeklerin tecavüzcü içgüdülerini desteklemek olduğunu görerek, bu kesmin “aile yapısı bozuluyor” argümanını anlayamıyorum. bir sözleşme mi ülkedeki insan ilişkisindeki değişime sebep olan?
"fındık": Arapça بندق "bunduq"tan alıntı. Arapçaya Orta Farsça "pondik"ten, Orta Farsçaya ise Eski Yunanca ποντικόν κάριον "pontikón kárion" (Pontus'un cevizi) üzerinden geçmiş. (Yunancada "Pontus" = Karadeniz) yani kelimenin yolculuğu: E. Yunanca → O. Farsça → Arapça → Türkçe
2017’de üniversitenin ilk günü yurt binamın önündeki çimlik alanda etrafıma toplanan 7-8 beyaz amerikalı “türkiye’deki darbe girişimi neydi öyle? darbe nasıl oluyo? anlatsana biraz” diye 2 saat beni kitlemişlerdi... kuzey amerika siyaseti duayeni ilan edilme sırası sizde beyazlar
bir süreliğine evim kartal’dan anneanne evi bostancı’ya geldim. kartal’da her akşam polifoni misali beş farklı camiden ezan, üstüne de gazinolardan arabesk dinletisine maruz kalırdım. bostancı’da ise her akşam karşı binadan son ses ahmet kaya dinliyorum. coğrafya cidden kadermiş
koç’un online sistemi 11. sınıfta değişecekti. ben de yaz başı sistemde açık bulup programımı, sınıfımı önceden öğrenmiştim. bunu dönem grubuna iletince herkes bilgilerini bana atıp programlarına baktırmıştı. düşününce eriştiğim kişisel veri oranı çok ciddiymiş, iyi güvenmişler
bir yılda aldığım arapça ve farsça eğitimimin sonucu olarak öğrendim ki türkçedeki “ellerine sağlık”, “kolay gelsin”, “allah bağışlasın”, hatta daha mecazi “başımın tacı” gibi sözlerin hepsi bu coğrafyanın dillerinde mevcut. türkçe özel değil arkadaşlar, sadece bir şark dili…
"mağaza": Yunanca μαγαζιά "magaziá"dan alıntı. orijinal anlamı "gemi ambarı", Türkçede zamanla "ticari dükkan" anlamını kazanıyor. Yunanca kelime ise Arapça خزن "xzn" (depolama) kökünden. aynı kökten başka kelimeler: mahzen, hazine. (İng. magazine "bilgi deposu" anlamına türemiş)
@fkadev
“-çe/-ça” ekine aslen Farsça demek yanlış olur; birbirine işlev ve görünüm olarak çok benzeyen iki ekten bahsediyoruz. Biri Eski Türkçe, diğeri Orta Farsçaya kadar tanıklıklarla dayanıyor. Türkçe kökenli olan varyant hakkında daha detaylı bilgi:
"karantina": Venedikçe "cuarantína"dan alıntı, anlamı ise Venedik Cumhuriyetine gemiyle gelen şahıslara kırk günlük karaya çıkma yasağı uygulaması. Venedikçe kelimenin kökü "cuaranta", tarihsel olarak Latince kırk (40) anlamına gelen "quadraginta"ya bağlanıyor.
"Kayseri": kentin adı Roma İmparatoru Tiberius adına Yunanca Καισάρεια "Kaisáreia" olarak konuyor. anlamı "imparator kenti". bunun sebebi kökenine baktığımızda anlaşılıyor: Yunanca καισάρ "kaisár", Latince "imparator, kayzer/sezar" anlamına gelen "caesar" kelimesinden alıntı.
Further notes:
1. ğ also encompasses some instances of ی in Ottoman Turkish (hence sporadic pronunciation as /y/)
2. Kazakh replaces ع with غ — thus ʿālam عالم“universe” = ғалам/ğalam
3. Turkic-rooted instances of ğ in Turkish all go back to Old Turkic /q/ or /g/.
yarınki seçim için tahminler gelsin... liberal medya ne derse desin trump (daha küçük bir farkla da olsa) tekrar kazanacak.
@yesilderecan
ile de minnesota iddiasına girdik, 1972’den sonra ilk defa republican’lara gidecekler diyorum.
@sharghzadeh
There is a simple rule behind this: If there are emphatic consonants (ط, ظ, ص, ض, ق) in the word, then the “color” of the following vowel becomes “dark”, and usually the rest of the vowels follow accordingly to Turkish vowel harmony. So خلاصه is “hülasa”, but هدیه is “hediye”.
"turkuaz": Fransızca "turquoise"dan alıntı. kökeni Eski Fransızca "pierre turquoise", anlamı "Türk taşı". sebebi turkuaz taşının Batı'ya ilk Türk kervan hatları üzerinden ulaşmış olması. modern sanayi ve ticaret öncesi dünyanın tek turkuaz madeni Horasan'ın Nişabur kentindeymiş.
"kuruş": Almanca "Grosch"tan alıntı. tarihte sadece Alman para birimine غوروش "ğuruş" denirken, II. Mustafa akçe yerine Alman kuruşu da bastırmaya başlamış. kökeni Geç Latince "kalın (dinar)" anlamındaki "(denarius) grossus". İngilizcedeki "gross" kelimesi de aynı kökten türemiş.
@halilbabilli
Verilen bilgiler bir kısım yanıltıcı. Osmanlıca levend لوند kelimesi net bir şekilde Farsça lavand لوند kelimesine bağlanıyor, orijinal anlamı “1. başıboş, gezgin, 2. güçlü, yiğit, 3. cahil, tembel”. Venedikçe levante ile bu kelimenin alıntı yönü belli değil.
Bir başka özellik ise ayrıntılı arama. Sol üstteki gri düğmeye tıklayarak bu menüyü açabilir, birden fazla sorgu ile 'kompleks' bir arama oluşturabilirsiniz. Sonucu haritaya anında yansıyacaktır.
Örneğin, Yunanistan'daki 20. yüzyıl başı çoğunluğu Bulgar olan yerleşimler:
@jeandpardaillan
tabii ki sentaktik alıntılar dünyadaki birçok dilde var. türkçenin farsçadan “relative clause” konseptini alıntılaması gibi ingilizce de bazı gramer öğelerini latinceden almış. romani (çingene dili) de birçok sentaktik alıntı sahibi olmasıyla biliniyor:
izmirlilere gelsin: "boyoz" dile Ladinodan geçmiş. Sefarad Yahudilerinin getirdiği bir yemek. "boyo" (çörek) kelimesinin çoğul hali (İsp. "bollo"). kökü Proto-Hint-Avrupa *bew- (yuvarlak, şişmek). kökün anlamı diğer dillerde çok farklı gelişmiş: İng. pocket, Fr. pochette (poşet)
@sharghzadeh
for the Ottomans, a scholar would have to be fluent in Turkish as well, so their term was السنه ثلاثه “elsine-i s̱elās̱e” (the three languages), and someone knowledgeable in them would be called السنه ثلاثهیه واقف “elsine-i s̱elās̱eye vāḳıf” (competent in the three languages).
bu tarz yorumlar beni çok bayıyor. iki farklı anlam tek kelime ile ifade ediliyorsa ayrım bağlamdan her zaman anlaşılır. ingilizcedeki dil yapısını ve tabir farklılıklarını türkçeye uyarlamaya lüzum yok (ayrıca ingilizcede information ve knowledge ayrımı bu kadar da net değil)
Ezber olgular: BİLGİ
Sentezlenen çıkarımlar: BİLGİ
Halbuki İngilizce'de çıkarımın yapıtaşları INFORMATION, çıkarımların kendisi KNOWLEDGE.
Türkçe'de bu fark olmaması, ezbercilik ile analitik düşünme becerisini aynı kefeye koyuyor.
Yeni kelime mi türetmeli?
@jeandpardaillan
One mystery that I could not make sense of is the "-ın" [ن-] that comes after "ḳurt" – if it is the second person personal ending, it has to be "-ıŋ" [ك-]. OAT can sometimes have "-ın" [ن-] as a first person ending too, but I could not meaningfully parse it as that in this poem.
@halilbabilli
Maalesef bu da hatalı; günümüz Türkçesi testi kelimesinin Eski Anadolu Türkçesi hali destī دستی şeklinde, kökeni apaçık bir şekilde Farsça dastī دستی (dast “el” + ī eki).
People might have questions on some aspects of OAT, so here's my attempt to clear up things:
key/gey [كی] = very, many (çok)
yavuz [یاوز] = grim, bad (kötü)
berk [برك] = strong, tight (güçlü)
Ṭaṭ [طط] = Tajik, Persian
Rūmīn [رومین] = Rūm+īn, Rums (Greeks, Anatolians)
1928’deki arap alfabesinden latin’e geçişin nasıl daha *halktan çıkma* olabileceğini düşünüyordum, sonra arapça ve farsçanın internette neredeyse tamamen ingiliz alfabesi odaklı “chat language” ile yazıldığını hatırladım... latin türkçe er ya da geç gelecekti diyebiliriz sanırım.
türkçede dahi de'sini ayrı yaz(a)mayanlara müjde: namık kemal 1872 yılında yazdığı oyunu "vatan yahut silistre"nin orijinal osmanlıca basımında dahi de'lerini bitişik yazıyor. tdk-severler için hüzün dolu bir gün...
"hemşire": Farsça همشیرە "hemşîre"den alıntı. kelime "hem" (aynı) ile "şîr" (süt) birleşimi; yani "sütdaş". iki dilde de orijinal anlamı "kız kardeş", 30'larda Türkçede şu anki anlamına kaymış. bu durum Türkçeye özgü değil: İng. nurse/sister, Alm. Krankenschwester ("illsister")
dili kurallara oturtmaya çalışıyoruz, başka dillerden alıntılanan kelimelerde ses değişimleri standarttır, büyük ve küçük ünlü uyumu türkçenin kalbindedir diyoruz. sonra karşımıza /instagræm/ diye okunup “instagram” diye yazılan kelime türkçede “instegram” olarak zuhur ediyor...
türk tarihinde bir "n-word" var: karabaş. geçmişte "kara" tenli köleler için kullanılmış, şu an köpek adı olarak kullanılıyor... peki bu zenci-siyahi duyarının kaynağı nedir? afro-türklere danışılıp varılmış bir şey mi? zenci arapça, siyah(i) farsça, aradaki fark nereden geliyor?
“arapça öğrenmek hiçbir işe yaramıyor, neden [para kazandıracak bir dil]i öğrenmiyorsun?” diyenlere cevabım, büyük üstad feyruz’u dinleyebilmek en büyük ve de oldukça yeterli bir sebep sanırım… başyapıtı “le beirut”u (“beyrut için”) buraya bırakıyorum:
uzun vadede bu mentalitenin dünya nezninde yenik düşmesi kaçınılmaz. 20. yüzyıl aile yapısı yokolacak, lgbt+ yasal statü kazanacak, cinsiyet eşitliği hareketi herkes tarafından desteklenecek. bugün, liberal dünyaya sadece çaresiz bir reaksiyon—zincirlerimiz o kadar da sıkı değil.
Siteye ciddi emek verdim, erişilebilir ve kullanımı kolay olması adına bolca uğraştım. Yeni arayüzü ve eklenen özellikleri beğendiyseniz, tamamen ücretsiz ve reklamsız sunduğumuz bu hizmetin devamına katkıda bulunmak için bahşiş vermekten çekinmeyin 😊🧿
"acemi": Arapça أعجم "a'cam"den alıntı. tarihsel anlamı "Arapça bilmeyen, barbar, İranlı". günümüz Arapçasında Arap olmayan herkes ("yabancı") olarak kullanılıyor. Türkçede ise bir dönem sadece "İranlı" anlamında kullanılsa da, 15. yüzyılda "tecrübesiz, çaylak" anlamına kaymış.
geoffrey lewis'in "the turkish language reform - a catastrophic success" adlı kitabından bir kesit ile karşınızdayım: kitabın girişinde, günümüzde nutuk'u ancak çeviri üzerinden okuyabiliyor olmamıza yer verilmiş. orijinal versiyonunu okumaya çalışmak gerçekten de absürt kalıyor.
islamcı güruhta garip bir self-oryantalizm hakim. aile, bir kadın ve bir erkektir deniyor, bu sözleşme bunu yıkıyor deniyor ancak islam tarihinde bu model aile yapısı hiç görülmemiş. bir sonraki adım aileye kuma, cariye ve afrikalı gayrimüslim köle eklentisini yasallaştırmak mı?
Görünümü, temayı, kullandığımız haritayı baştan aşağı yeniledik. Haritada bir noktaya tıkladığınızda, koyduğunuz işarete yakın yerleşimlerin hepsini gösteriyoruz, sol panelde de bilgilerini listeliyoruz. Sağ üstteki menüde etiket ve uydu haritası ayarları da bulunuyor.
19. yüzyılda demografik yapıların siyasi önem kazanmasıylasıyla avrupa devletleri, osmanlı'da yüzyıllar boyu oluşmuş belirli toplulukları, milliyetçiliğin de etkisiyle kendi görev yetki alanları altında görerek, başkent dahil belli birkaç bölgede kendi okullarını açtılar.
italyan fransiz alman liselerimiz var da ispanyol lisemiz neden hic olmadi tarih meraklisi biri anlatabilir mi? hep hayiflaniyorum ispanyolca degil de fransizca ogrendim diye
If there are any Ottomanists or Turkologists with comments, suggestions, or corrections on my translation and transcription, please let me know! I am very new to this field so I am open to any and all feedback 👨🏻🏫
@jeandpardaillan
hepsi temelinde “syntax”. aynı mertebede proto-hintavrupa dili SOV idi ancak avrupa’daki bütün modern hintavupa dilleri SVO kelime diziminde. ayriyeten, ingilizce de romans dillerin etkisiyle relative clause içerisinde fiilin en sona atılması özelliğini (almanca gibi) kaybetmiş.
clubhouse’daki 5 bin kişilik (maksimum sayı bu) boğaziçi odasında saat başı hesap açıp “polisimizin yanındayız siz mekke’ye küfrettiniz” diyen bir kadın var. bunu ilk yaptığında “ben odaya almanya’dan katılıyorum” da demişti, aksanından da anlaşılacağı üzere türkçe ikinci dili.
Designing and developing this website was a really fun project! You should definitely check out
@ChicagoMaroon
’s O-Issue articles (and tell your 2023 friends about it as well, it has some valuable tips):
First-years: If you haven't yet picked up a print copy of The Maroon's Orientation Issue, you can read a PDF version () or check it out at our website ~
"nişan": Farsça نشان "nişān"dan alıntı. anlamı "iz, işaret". Osmanlı'da mühür görevlisi ("nişancı") ve okçuluk hedefi ("nişangâh") gibi bağlamlarda kullanılsa da, 17. yüzyılda "evlilik sözleşmesi" anlamını kazanmış: نشانلو "nişanlü" kelimesi "eş, imzalı, işaretli" anlamına sahip.
@matt_boot_
There is also a significant Jewish culture behind this song — nowadays it is seen as a “Greek” song, but historically it is not clear what language/identity the song was singularly tied to, if at all. Here is an early 20th century recording in Ladino:
@sharghzadeh
“Ḳānūnī” not in the sense of “lawful”, but rather “law-giver”; Ḳānūnī Sulṭān Süleymān (Suleiman I, the Magnificent) implemented sweeping legal reforms. It is also worth noting that it was not used during his lifetime, not attested at all until at least 200 years from his rule.
Gelecek hafta ve aylarda eklemeyi planladığımız birkaç yenilik daha var, siteyi geliştirmeye devam edeceğiz. Sitenin en güncel haline buradan ulaşabilirsiniz:
@sasanianshah
به ترکی استانبول میگیم «موشمولا» ولی خیلی از مردم به اشتباه فکر کیکنن که ازگیل — که این میوه است — و ازگیل ژاپنی یکی است. اسمهای دیگهی ازگیل «دوُنگَل» و «بِشبِییک» و «ازگیل» است. به ترکی ازگیل ژاپنی «مالتا اِریغی» یعنی آلو مالت و «یِنی دُنیا» بعنی دنیای جدید است.
son olarak, osmanlı döneminde yunan (karamanlıca) ermeni ve ibrani (türkçe + ladino) alfabeleriyle yazılmış türkçe metinler de bulunuyordu. merak edenler için birkaç örneği aşağıya bıraktım. (son örnek için kaynak:
@nesialtaras
- )
random etimoloji sorusu: “canım istiyor”, “canım çekti” gibi tabirler türkçeye nasıl, nereden girmiş? çok mecazi bi tabir ama “canım dışarı çıkmak istiyor” gibi bi cümle kulağa ilk bakışta mecazi gelmiyor. ingilizce düşünmek garipliği apaçık gösteriyor: “my life wants to go out”
Arama motorlarında öne çıkan tutarsız ve kaynaksız bilgi sitelerinden farklı olarak, Nişanyan Adlar Türkiye'nin bugüne dek yapılmış en büyük ve en kapsamlı kişi adları sözlüğü. Türkiye'deki adların köken, dağılım, farklı yazılış ve ilgili isim bilgilerini sizlere sunuyor.
@matt_boot_
Turkish “yok” meaning “absent, no [archaic]” can be realized as a more colloquial negative response for a request:
+ Yemek yemeye gidelim mi?
[Shall we go eat?]
- Yok, aç değilim.
[No, I am not hungry.
@mehmettkf
dil şahsi olduğu kadar komünal bi şey, bilinçaltın nabza göre şerbet vermeye programlı. a kişisine takriben, b kişisine roughly, c kişisine yaklaşık olarak dersin, üç kullanım da kendi grubu içinde anlaşılır diyaloglar olur. türkçeye yabancı kelimeye sokmaktan çekinmeye gerek yok
@oyilmaz
Bir anlatı sunmak adına tabii iyi olabilir ama ilçe bazında coğrafi dağılımı görmek için şehir ile büyükşehir arasında bir fark çizmenin gerekli olduğunu düşünmüyorum. Bununla birlikte "doğru" bir il seçim haritası yapacak olursam bu iki kategoriyi kesinlikle ayrı gösteririm.