Dün sabah yolumu Atik Valide Camii'ne düşürdüm. Mimar Sinan'ın Üsküdar'daki bu güzide eserinin serin bahçesinde oturup kahvemi yudumladım. Bu ulu mabet dışarıdan fevkalade fakat içeri girdiğimde büyük bir sükutu hayale uğradım: Cami resmen soyulmuş!
Bir sahafın son günü! Kadıköy’ün en büyük sahafı İmge Sahaf kira zorluğu sebebiyle kapandı! Barlar, meyhaneler Kadıköy Çarşısını neredeyse yutmuş, İmge Sahaf arada, bir ada gibi kalmıştı; nihayet o da daha fazla rekabet edemeyerek kapandı! Sonumuz hayrolsun. 🤲
Siz de aşı belgenizi alıp saklarsanız yüz yıl sonrası için bir pandemi hatırası bırakmış olursunuz. (Fotoğrafta 1900 başlarında İstanbul'da verilmiş bir aşı vesikası görüyorsunuz.)
Mesleğim bana sürpriz yapmayı hiç ihmal etmez: Bugün elime geçen fotoğrafta gördüğünüz mektup, harf inkılabından on bir sene önce Latin harfleriyle Türkçe olarak, Zeki imzasıyla Enver Paşa'ya yazılmış!..
İstanbul'un sivil polisleri şehre dağılmadan önce topluca fotoğraf çektirmişler. Geçen yüzyıl başına ait olan fotoğrafta türlü türlü sanat ve meslek icra eden hafiyeleri görüyorsunuz... 17X23 cm. Not: Fotoğrafı satabilirim.
Sahaf bunları para verip alacak, tozunu toprağını temizleyecek, eksiğini gediğini tamamlayacak, ciltçiye verip ciltletecek sonra da müşterisini bulup satacak... Bu işler uzaktan göründüğü gibi değil!
Mimoza İstanbul baharının ilk açan çiçeğidir. Kokusu çok hoş, rengi sarının en güzel tonu, görüntüsü büyüleyicidir. Son derece narin olup mevsimi pek kısadır; gaflet olunmaya…
30 senelik sahaflık hayatımın semeresi, elime geçen en özel kitap! Sezai Karakoç'un basılan ilk şiir kitabı ama bunun farkı kapağın Cemal Süreya tarafından çizilmiş ve iki şair tarafından da imzalanmış, mevcut tek nüsha olması. Nişane-i muhabbetleri olmalı...
Çalınan şamdanların yerine bir hayırsever vatandaşımızın yaptırdığı yenisi konmuş ama nasıl da sırıtıyor. Eskisi kimbilir nerede hangi salonu süslüyordur! Alan da satan da iflah olmasın.
Harika bir defter buldum: İstanbul'dan Bitlis'e. Üsküdar Kadısı Ali Nureddin Bitlis'e kadı olarak tayin edilince (1910'da) yola çıkar; vapurla İzmir-Sakız-Kıbrıs-Beyrut'a oradan Şam-Halep-Urfa-Diyarbakır'dan Bitlis'e ulaşır. Bir aylık yolculuğun 260 sayfalık olağanüstü hikayesi.
Caminin ortasından başını yukarı kaldırdığında Sinan'ın adeta gökyüzünü yere indirdiğini görüyorsun! Yıldızlar, galaksiler, gökadalar, süpernovalardan bir resim çizilmiş sanki...
Türünün en nadide örneklerinden paha biçilemez İznik çinileri pano olarak sökülüp götürülmüş, yerine Kütahya işi kopyası montaj edilmiş! Fotoğraftaki iki panodan soldaki orijinal, sağdaki kopya.
Namaz sonrası İmam Efendi'ye sordum nasıl oldu bu işler diye. Onun anlattığına göre bu görünenler işin bir kısmıymış, zayiat çok büyükmüş. 1999'da Cami restorasyon için kapatılmış. 1-2 sene kapalı kaldıktan sonra firma kaybolmuş, tamir yarım kalmış ve olanlar o süreçte olmuş!
Bir sahaf her zaman sattığından daha fazlasını satın alır. Bugün güya pazara satmaya gittim, sattığımın üç katını satın alarak dönüyorum. İşte onlardan biri: 1794 baskısı bir Anadolu haritası.
Çocuklarınıza sahaflardan 1930'larla 1980'ler arasında basılmış çocuk kitaplarından bularak okutmaya gayret edin; kelime haznelerinin çok zenginleştiğini, dili daha iyi kullandıklarını göreceksiniz...
Arabistan Çöllerinde bıraktığımız Osmanlı subaylarından birisi.
"Sevgili babama!
Arabistan'ın yakıcı ve yanıcı muhitinde yaşadığım hayatın bir hatırası olmak üzere takdim. 24/12/1333 (1917)
Oğlunuz
Mülazım (Burhan Fikret?)
Not: Bu tarihten bir yıl sonra şehit düşmüştür.
Türkiye'de böyle muhteşem eserler toplamış bir koleksiyoner olacağı aklımdan bile geçmezdi. Dünya çapında önemli kitaplar toplamış olan İş Bankası Kültür Yayınları Genel Müdürü Ahmet Salcan Bey'le büyüleyici kitapları arasında yaptığımız röportaj yakında Nadirkitap Blog'da ...
Basın tarihimizin en güzel kitabı diyebilirim. Çay Risalesi. Çaycı İzzet Efendi'nin eseri olup 1295 (1878)de taş baskı olarak basılmıştır. Çayın tarihi, demleme usulleri, içme adabı, tıbbi faydaları ve tedavide isti'mali vesaire teferruatıyla anlatılmaktadır..
Bana “Biz bit pazarında bir şey bulamıyoruz, sen nasıl buluyorsun” diye soruyorlar. Nasip kısmet meselesi olmalı. Bugün de içine bir çok şiirler yazılmış olan bu defteri buldum. Türk Edebiyatı belki de adı hiç duyulmamış bir şair kazanacak :)
“Kitaplarım bana yetecek kadar büyük bir krallıktır” der Şekspir; fotoğrafta krallığına sınır tanımayan değerli sahaflarımızdan Babil Kitaphanesi sahibi Lütfi Bayer payitahtında otururken…
Eskiden böyle sahaf dükkanlarının önünden geçer, içeri girip karıştırmaya, bir şeyler sormaya çekinirdim. Sanırım bu, cepteki para durumunun cesaret üzerindeki etkisiydi.
Tapusu bendedir... Şu an kim eker kim biçer bilmiyorum ama Sultan Abdulhamid'in Rumeli'de kalmış şahsi arazisine ait tapu senedi bendedir. Her pazar olduğu gibi bu pazar da Kadıköy Tarihi Salıpazarı'ndayız.
Üsküdar bir kültür mahfili olma yolunda hızlı ilerliyor. Bugün bir Üsküdar kahvesinde Hilmi Yavuz’u dinledik. Hoca’nın ömrüne ve ilmine bereket, hayli müstefid olduk.
@hilmi_yavuz_
Dedesini arayan bir müşteri. Fransa'dan gelmiş, dedelerinin Türk olduğunu söyleyerek Osmanlı dönemi fotoğraflarını inceleyip kendisine benzeyen birkaç fotoğraf alıp gitti...
Merak etmeyin, sahafa gelmişse işe yararı-yaramazı itinayla ayrılır, şahsi ve mahrem olanlar imha edilir; geriye kalanlar tarihçi, koleksiyoner gibi meraklılarına iletilerek gelecek kuşaklara aktarılması sağlanır...
Aldığım kitapların bir kısmı böyle çıkıyor! Kitabı seven külfetine katlanır diyerek siliyor, temizliyor, eksiğini-gediğini giderip mücellite yolluyorum. Tedavi tamamlanınca rahat 500-600 sene daha ömrü uzamış olarak sizin önünüze geliyor vesselam. (Fotoğraflar bugün gelenlerden)
Çok değil, 90 sene oldu alfabemizi değiştireli... İlk bir iki ay zarfında iki alfabe bir arada kullanıldı, sonra eskisi tamamen kaldırıldı. Bu geçiş dönemi matbuatı çok eğlencelidir. Fotoğrafta 24 Eylül 1928 tarihli İkdam Gazetesinin Latin harfleriyle ilgili ilk anonsu var.
1920'lerde yazılmış, bir hanımın defterinden:
"Erkeklere inanılmaz ki... Onlar hep yalan ve aldatmak için dünyaya gelmişlerdir. Erkek ne korkunç bir şey... Zavallı bizler onların esiresi... Onlar hain, gaddar bir hükümdara benziyorlar. Neden biz kendimizi müdafaadan aciziz?
Sahibini arıyorum, hediye edeceğim:)
Mehmet oğlu Mustafa Recai Diplen (?) 1920 doğumlu, 1939 Adana Erkek Lisesi mezunu, mezkur liseden almış olduğu diploma bende; çocukları, torunları çıkarsa bila-bedel vermek istiyorum. Lütfen yayalım:)
#adana
#adanaerkeklisesi
@bizadanaliyik
Dükkanımızın serlevhasıdır:
Her sabah hayra karşı açılır dükkanımız
Besmele her hayrı besler, güzel olur her karımız
Biz kanaat ehliyiz insafladır ef'alimiz
Rızk içindir sa'yimiz elbet verir rezzakımız
İzmir sel felaketinde meslektaşımız Ex Libris Sahaf'ın dükkanını sel basmış, 20 bin civarında kitabıyla sevimli kedisi de zayi olmuştur. Nadirkitap'ta telef olan kitaplar yardım amacıyla 5 TL'den satışa sunulmuştur, desteklemek isteyenler buyursun