Yahu Hatay dediğiniz yer dağların arasında ücra bir noktada olsa anlayacağım. Koskoca Türk donanması denizden çıkarma yapamıyor mu kente? Helikopter indirme harekatı yapamıyor mu?
“Yol yok gidemiyoruz” ne demek benim aklım almıyor birisi anlatsın bunu bana ben anlamıyorum.
Apartmanımızda eski Anayasa Mahkemesi üyesi bir komşumuz var.
Bu nedenle uzun yıllardır evimizin önünde polis memurları nöbet tutuyor.
Lise yıllarımda, evimizin önünde nöbet tutan Kadir isimli bir polis memuru ile çok yakın ahbap olmuştum.
Refah Partisi’nin 95 jenerasyonu iki Cumhurbaşkanı, üç Başbakan, onlarca bakan bir de Mesih çıkardı.
Efsane jenerasyon. Böylesi görülmedi.
Ajax’ın 94 jenerasyonu bile rekabet edemez.
Türkiye Cumhuriyeti’nin iki Mareşal’inden biri olan Fevzi Çakmak Paşa, 74 sene önce bugün vefat etti.
Vefatıyla ülkenin kalan 74 yılına damgasını vuracak bir siyasi kırılmanın fitilini ateşledi. (1)
Dünya futbol tarihinde eşine çok nadir rastlanan olaylardan birisi 2 Mart 2000 tarihinde Almanya’nın Dortmund kentinde Borussia Dortmund- Galatasaray maçında yaşandı.
Sürecin perde arkasında ise futbolun çok ötesine geçen bir hikaye gizliydi.
100 metre uzaktan görsem tanırım bu çocukları.
Cemaat dershanelerinde okutulup üniversitelere yerleştirilmiş şakirt gençler.
17/25 yol ayrılığında bir kısmı paçasını kurtarıp Reis sevdalısı olup iktidarın şefkatli kollarında güvende kaldı.
Bir kısmı ise dönüşmeyi
Son yolculuğuna uğurlanan Korgeneral Vural Avar Paşa’nın rütbesi alındığı için askeri tören yapılmıyor.
Silah arkadaşları teker teker tabutunun önünde selam durup kısa süreli nöbet tutuyor.
Şu kadının dirayeti, kararlılığı, sağlam duruşu ne kadar takdir edilse azdır.
7 Haziran 2015 Seçimleri sonrası, seçim hükümeti için ayaklarına kadar gidip bakanlık teklif ettiler. Reddetti.
1 Kasım 2015 sonrası ateşten gömlek giyindi. İki DEVLET’e karşı mücadele etti.
(Birand sesiyle okuyunuz)
Meral Akşener'in zehir zemberek çıkışı sonrası her şeyin bittiğini düşünenlerin sayısı hiç de az değildi.
Masa dağılmış, kılıçlar çekilmişti.
Oysa söylenecek son bir söz daha vardı.
Yeni gün, yeni gelişmelere gebe olacaktı.
Konya taraftarının %95’inin önüne harita koysan Letonya’nın yerini gösteremez.
Tarih boyunca hiçbir dönemde hiçbir sorun yaşamadığımız kendi halinde küçük bir Baltık ülkesi Letonya.
Marş ıslıklamayı vatanseverlik, milliyetçilik zanneden korkunç bir cehalet silsilesini görünce
Naçizane ricam, başlangıç twitini RT ederek Kadir Abi’nin oğlu için burs imkanı oluşturabilecek kurum, dernek, vakıfların haberdar olmasını sağlamanızdır.
Böyle kurumlar var, yardımcı olmak isteyenler çıkacaktır.
Bir de Kadir Abi için dua ederseniz sevinirim.
Teşekkürler. 🙏
İslamcı arkadaşlarım keşke biraz da şu açıdan baksalar:
İsrail’de haftalardır on binlerce insan hükümet karşıtı mitingler düzenliyor. Ülkenin liderini istifaya davet ediyorlar.
Ne bir polis müdahalesi ne de şiddet var.
Netanyahu da protestolara katılan vatandaşlarına
İyice manyaklaştı bu ülke!
Adam ne yaptı?
Bombalanmış Gazze görüntüsünü gülücükler eşliğinde mi paylaştı?
Gazze’ye giren İsrail tanklarını mı paylaştı?
Öldürülmüş Filistinli çocukları mı paylaştı?
7 Ekim saldırılarında ölen yurttaşlarını andı.
Ne var bunda?
Gözaltı
Antalyaspor-Trabzonspor maçında attığı golden sonra yaptığı hareket sebebiyle kadro dışı bırakılan İsrailli oyuncu Sagiv Jehezkel gözaltına alındı. (AA)
Türkiye’yi 20 yıldır yöneten Adalet ve Kalkınma Partisi; Türkiye’nin en merkeziyetçi liderine isyan ederek kurulmuş bir reform hareketiydi.
Hareketin önderlerinin isyanla birleşen kaderleri iktidar ve güç ile sınandı.
Tevazuyla başlayan dostlukları ihtirasla parçalandı…
Çok üzüldüm elbette ama size bütün bunları üzüntümle kafanızı ütülemek için yazmadım.
Kadir Abi’nin üstün zekalı çocuğunun eğitimine devam etmesi şart.
Bu konuda yapabileceğim her şeyi yapmak boynumun borcudur.
1999 Genel Seçimleri’nden kısa bir zaman önce, Ankara’da DSP Genel Merkezi önünde orta yaşlı, minyon yapılı yeni emekli bir bürokrat; tereddütlü, çekingen ve ihtiyatlı bir edayla kapıdaki gazeteciye sordu:
“Affedersiniz, sizce DSP Ankara’dan 6 milletvekili çıkarabilir mi?”
Çoğu akademisyen bu insanların.
Çoğunun ABD’de saygın işleri var, malı mülkü parası var.
Bazılarının süresiz oturma izni, vatandaşlığı bile var.
İsteseler “ne haliniz varsa görün” de diyebilirler.
Tüm ABD’deki sayıları ise Berlin’in göçmen gettolarındaki tek bir Türk
1965 Seçimleri sonrası.
Anıtkabir’de Cumhuriyet Bayramı törenleri.
Demirel Başbakan.
Protokol gereği önde olması gerekiyor.
Rahatsız olup “buyurun paşam” diyerek ana muhalefet lideri İnönü’yü yanına davet ediyor. İnönü, Demirel’in koluna giriyor birlikte yürüyorlar.
Sultan Vahdettin Milli Mücadele sırasında ya da hemen sonrasında ölmedi.
1926’ya kadar yaşadı.
Gayet sağlıklıydı. Yazışmalarını, görüşmelerini, mülakatlarını sürdürdü.
Ölümüne kadar tek bir gün Milli Mücadele’ye destek verdiğini iddia etmedi.
Tek bir gün “ben aslında
Balıkesir’in Edremit ilçesi İl olmalı.
Balıkesir merkeze hem mesafe olarak uzak hem de merkez ile sosyo-kültürel olarak çok farklı.
Balıkesir’den Ayvalık ve Burhaniye’yi, İzmir’den de Bergama’yı bu ile bağlayıp Türkiye’nin en gözde turizm şehirlerinden birisi oluşturulabilir.
Dikkat edin:
İzmir, Aydın gibi CHP’nin güçlü olduğu şehirlerde Kılıçdaroğlu’na sadakat daha kuvvetli.
Sebebini düşündünüz mü?
Aslında çok basit.
CHP’nin güç ve rant sahibi olduğu bu yerlerde parti yöneticilerinin kaybedebilecekleri rant alanları var.
Elazığ’da,
Birisi de çıkıp sormuyor “PKK, Suriye’nin kuzeyine nasıl yerleşti?” diye.
Yarın şehit cenazelerinde CHP çelenkleri parçalamak yerine bir zahmet oturun da 2011-2016 arası Suriye politikamızın rezilliklerini düşünün.
Değerli dostlar,
Büyük bir üzüntüyle bu paylaşımı yapıyorum. Anlatmamın sebebi sansasyon oluşturmak değil yaşanan terbiyesizliğin bilinmesi gerektiğini düşünmemdir.
Ankara-Çankaya-Oran konumunda bulunan bir camide Cuma Namazı’mı kılmak için gittim.
Hutbede Atatürk’e yer
Tek bir olay aklıma geldi…
Devlet Bahçeli, 7 Haziran 2015 sonrası Sinan Oğan’ı ihraç ettiğinde, Oğan’ın ihraç sürecinin tamamlanması için MHP’nin Iğdır İl Teşkilatının karar alması gerekiyordu.
Zira Sinan Bey MHP’nin Iğdır teşkilatının üyesiydi.
Genel Merkez’in kararına ve
Uzatmayıp sonuca geleyim.
Bugün Kadir Abi’yi arayıp hatırını sormak istedim. Ankara’ya dönmek istiyordu, “tayin durumu ne oldu” diye soracaktım.
Telefonunu büyük oğlu Gencay açtı.
“Babamı geçen hafta trafik kazasında kaybettik” dedi.
Çoğu tarihçinin bildiği ama ifade etmeyi pek tercih etmediği bir gerçeği anlatayım:
Anadolu halkının büyük kısmı Kuva-i Milliye karşıtıydı.
Kuvvacılar girdikleri çok sayıda köyden “Enver’in pi.leri, ittihatçı gavurlar, Rumeli çingeneleri, kafirler” hakaretleriyle kovuldular.
Bilgiseli başından sonuna okuyan herkese teşekkürler.
Görsel ve videolar açık kaynaklardan alınmıştır.
Montajlar için
@EmreEsmertas
kardeşime teşekkür ederim.
Beğendiyseniz başlangıç twitini RT etmenizi rica ediyorum.
1960 senesinin ilk günlerinde, Türkiye'nin Bangkok Büyükelçiliği'nde gün oldukça sıradan başlamıştı.
Yine böyle bir günde Büyükelçilik ofisinin telefonu çaldı.
Arayan Asya ücralarında keşfe çıkmış bir Türk gezgindi ve mutlaka büyükelçi ile görüşmek istediğini söylüyordu. (1)
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Bir vatandaşım önümü kesti ve bana da bir kart verdi. Bu kart 1946’nın ekmek kartı. CHP'nin yönetimi bu. CHP'yi tanımak istiyorsan bu ekmek kartına bakacaksın. Bundan daha güzel ispat olmaz. Benim milletim bir daha bu karne dönemine dönmeyecektir.
Kadir Abi, Amasyalı bir abiydi.
Boylu poslu aslan gibi bir adamdı.
Birbirimizi pek sever, arkadaşlık ederdik.
Kadir Abi gececi olduğu zamanlarda, bilgisayarımı alıp yanına inerdim, birlikte sabaha kadar film izlerdik, muhabbet ederdik. Menemen yapar yerdik.
Osmanlı, Belgrad’ı kaybettiği zaman, Sırplar Niş kasabasını da yanında istemişler.
Osmanlı delegeleri ayağa fırlamış hiddetle “oooo İstanbul’u da verelim size” demişler.
Niş, İstanbul kadar yakınmış Türklere.
Harita inceliyordum Niş’i görünce bu anektod aklıma geldi, yazayım
Daha sonra Kadir Abi bu koruma görevinden sıkıldı.
“Daha ben gencim, bu emeklilik işi, sabahtan akşama kadar oturuyorum burada, hamladım, çürüdüm” diye hayıflanıyordu.
Nitekim çok geçmeden kendini Narkotik büroya aldırdı. Esrarkeşin, müptezelin peşinden koşmaya başladı.
Yıllardır Bursa’da uyuşturucuya karşı operasyonlara çıkıyor, mücadele veriyordu.
Sık sık haberleşirdik.
“Gül gibi işi bıraktın gittin abi” derdim.
“Olsun buradaki işim daha anlamlı” diye yanıt verirdi.
Çok sağlam adamdı Kadir abi.
Kadir Abi’nin tayini Bursa’ya çıktı.
Ailesini Ankara’da bırakıp atladı gitti Bursa Narkotik Şube’ye.
Ben de takılıyordum, “abi ne güzel keyfin yerindeydi, rahat battı sana” diye...
27 Mayıs'ın sokak hareketlerinden, Ecevit ile hizip kavgasına; Ricky Martin fonlu kurultay şovlarından; bir kasetle sona eren genel başkanlığa...
Hiçbir zaman iktidar olamama yazgısını vefatıyla sürdüren, depremin gölgesinde kalan 60 yıllık bir politikacının sarsıcı öyküsü bu.
Susmayan telefonların ve ağır misafirlerin ısrarı Hilmi Bey’i bıktırmıştı.
İş yerinde buyur ettiği müşterisine dert yandı:
“Parti’ye çağırıp duruyorlar bizim oğlanı. O kadar okuttuk ettik, siyasetçi olsun diye mi? ‘Şirkette bana lazım’ diyorum anlamıyorlar”
Mart ayında ziyaretime geldi.
3,5 yaşındaki küçük oğlunun “üstün zekalı” olduğunu, oğlunun üstün zekalılar okuluna gitmesi gerektiğini, ancak bütçesinin yeterli olmadığını söyledi.
“Senin çevren geniş Yağız, burs bulabilir miyiz?” dedi.
“Elimden geleni yaparım abi” dedim.
Bugünlerde siyasi iktidarın en büyük ortağı ve destekçisi olan MHP, bundan 11 sene önce Türk siyasi tarihinin gördüğü en hoyratça saldırının kurbanı olmuştu.
Bir siyasi partinin mahremiyetine tecavüz edilen bu insafsız kumpasın hikayesi vahşi bir ortaklığın izlerini taşıyordu.
Siyaset, halkı ikna sanatı olduğu kadar vahşi doğada dahi eşine az rastlanan bir hayatta kalma savaşıdır.
Bazen en güvendikleriniz, bazen uçurumun kenarından kurtardıklarınız, bazen ise kol kanat gerdikleriniz avcınız olabilir.
Tıpkı görseldeki üç adamın hikayesindeki gibi…
24 Nisan tarihi size ne hatırlatıyor bilmiyorum.
Bana ise, her şeyden çok, arkadaşlarıyla paskalya çöreği paylaşmak isteyen bir Türk askerini anımsatıyor.
Hikayesini anlatmak, birlikte yaşama irademizin dayattığı bir görev. (1)
600 küsür yıllık saltanatın ardından, teslim olmuş bir imparatorluğun külleri arasında kelle koltukta savaşıp yeni bir vatan kuran askeri “otokratik” olmakla eleştirmek yalnızca Türkiye’de rastlayabileceğiniz tedavisi olmayan bir liberal hastalığıdır.
Kemal Kılıçdaroğlu, 24 sene önce milletvekili adayı olmak için gelip istediği sırada aday gösterilmediği için üzüntüyle ayrıldığı DSP Genel Merkezi’ne 13. Cumhurbaşkanı Adayı olarak geldi.
CHP’nin tüm tarihinin en dramatik fotoğraflarından birisi olabilir bu.
Her dört kişiden üçünün CHP’ye oy verdiği, seçmenin eşi benzeri pek görülmemiş bir muhafazakarlıkla her şeyden taviz verip CHP’den taviz vermediği, bir milyonun üstünde nüfusu olan Çankaya’nın kongresindeki
Görsellerde gördüğünüz iki çocuk farklı ideolojik akımları sembolize eden teorisyenler değil.
Sizin birbirinizle atışmak için kullanabileceğiniz aygıtlar hiç değil.
İkisi de çocuk.
Ortak yanları ise devlet yetkililerinin ihmalinin, hatasının, tedbirsizliğinin kurbanı olmaları.
Galatasaray kulübü ise Dortmund’da yaşanan bu çılgınlığı hiçbir zaman unutmadı.
2003-2004 sezonunda, İstanbul’daki terör saldırısı sebebiyle maçlarını Türkiye dışında oynaması gereken Galatasaray, kritik Juventus maçını Dortmund’da oynadı.
Westfalen Tribünleri üç sene sonra
Borussia Dortmund, 92 yıllık tarihinde ilk defa kendi evinde, deplasmanı yaşamak zorunda kaldı.
Hep hor görülen, şehrin alt sınıfı olarak kodlanan Türk işçiler; şehrin en sembolik mabedini iki saatliğine zapturapt altına aldılar.
Galatasaray, kendi evinde gibi oynadığı maçı
Tanrıların fazla konuşanları cezalandırdığı, günün sonunda milletin devleti sokaktan topladığı, tarihe utanç vesikası olarak geçen bir sürecin ağırlığı hala omuzlarımızda.
Devletin tüm katmanlarıyla uyuşturulduğu bir kepazeliği tüm paydaşlarıyla anlatmak ise boynumuzun borcu...
Tüm dünyada muktedirler kendi sosyetelerini inşa eder.
Kendi zenginini ve kendi sosyetesini inşa edemeyen iktidar muktedir olamaz.
Ak Parti’nin muktedirliğinin fotoğrafı ise bu çocuktur.
İnşa edilen sosyetenin kalitesi ise tüm zenginliğe rağmen fışkıran avamlıkta görülüyor.
Mareşal, 1950 seçimlerine bir ay kala ölmeseydi, bu olaylar olmasaydı, DP asla bu kadar büyük bir konsolidasyonu sağlayamazdı.
CHP’nin karşısında vaziyet alan tüm halk kitleleri DP logosu altına birleşti. (20)
Okuyan herkese teşekkürler.
Tekrar iyi bayramlar.
Ben Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’nin bir yurttaşıyım.
Atatürk’ün başkenti Ankara’nın merkez ilçesinde yaşıyorum.
Atatürk’ün kurduğu Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı ibadethanede ibadet etmek istedim.
Atatürk’ün ölüm yıl dönümünde, onun anılmamasını bir kenara
Misafirini uğurlayan yaşlı adam, sırtında yarım asırlık dargınlığın yüküyle tek başına kaldı.
Çöktüğü koltukta buğulu gözlerle etrafa bakarken sayıkladı:
“Çok yorgun gördüm Celal Bey’i” dedi..
Ardından da ekledi:
“Eee tabii, yaşadığı şeyler kolay değil”
Bir ibadethanede hiçbir şekilde herhangi bir polemiğin ve tartışmanın içinde olmamak konusunda büyük bir hassasiyetim vardır.
Buna rağmen o saniyeden sonra susmayı ahlaksızsızlık ve şahsiyetsizlik olarak gördüm.
“Hocam yazıklar olsun, bir Fatiha okumak da mı zor, hangi ülkede
Şahsi olarak en ufak bir öfke hissetmiyorum.
Kimseye kızgın değilim.
Ülkem ve halkım için ise çok üzgünüm.
Bir daha zalimlerin ve nankörlerin olduğu camiilere gitmeyeceğim.
Atatürk’ün kurduğu kurumlardan maaşını alıp kendi kurucusuna ve devletine karşı kin ve düşmanlık
Dün
@yigterden
ile de konuştuk. Bilhassa kardeşine karşı tutumu eleştirilecek kadar / abartılı ölçüde dürüst bir tutum. "Dürüstlüğün aşırısı olur mu?" diyebilirsiniz. Oluyor, evet.
Adam öz kardeşiyle düşman oldu bu yüzden. Rahmetliyi oyuncak edip kullandı iktidar yıllarca.
Peki, bu nasıl olmuştu?
Tüm biletlerin sezon başında satıldığı statta, Dortmundluların koltuklarında nasıl Galatasaraylılar oturuyordu?
Galatasaray yöneticisi Mehmet Cansun, bu durumun nasıl gerçekleştiğini şu sözlerle anlatıyor:
Takımlarına tutkun olmalarıyla bilinen Dortmundlular, kombinelerini tek maçlığına Galatasaraylılara kiraladı.
Ruhr Bölgesinde büyük kısmı kıt kanaat geçinen, fabrikalarda işçi olarak çalışan binlerce kişi; patronlarının kombinelerini astronomik ücretler ödeyerek kiralamıştı.
Türk Ocağı Limasol’un “uçan çuval” lakaplı kalecisi, takım arkadaşlarının davetini kırmayarak “Kıbrıs’ta Demokrasi” toplantılarına katılmaya başladı.
Ada’nın sürgün yemiş futbol kulübünün 18'lik kalecisinin, Türkiye’nin en popüler siyasetçilerinden olacağı hayal dahi edilemezdi.
Bu olayı yine paylaşmaz, anlatmazdım.
Lakin takım elbisesini giyinip camiye gelen ve tüm nezaketiyle Atatürk için bir Fatiha talep eden bey amcaya saygısızlığın duyulmasını bir kamu görevi olarak gördüm.
Yine de bu tatsız paylaşım için herkesten özür dilerim.
Yani aslına bakarsanız ortada Anadolu halkının “topyekun” bir cengaverliği yok.
Mustafa Kemal Paşa’nın dehası ve en kritik anlarda, en hayati hamlelerle eldeki potansiyelden faydalanması gerçeği var.
2 Mart günü Westfalen’e gelen taraftarlar gözlerine inanamadı.
65 bin biletli seyircinin kabul edildiği stadyumda 40 bin Galatasaray taraftarı vardı.
Almanya’nın hatta dünyanın en ateşli tribünlerinden birine sahip olan Dortmund, kendi evinde sarı kırmızıya boyanmıştı. (12)
Ali Babacan ve DEVA Partisi hakkında eleştirilecek çok fazla konu var.
İcap ederse ifade edilir, yazılır çizilir.
Ancak bu fotoğraf ve paylaşım benim aklıma bir anıyı getirdi.
Bunu paylaşmak istiyorum.
DEVA Partisi’nin ilk kurulduğu aylar. Babacan’a bir taraftan “siyasal
Şimdi diyebilirsiniz ki “nereden esti de bunları yazdın”
Yanlış öğrendiğimiz çok sayıda anektod var.
Milli Mücadele yalnızca Yunanistan’a karşı verilmedi.
Toplumsal dinamiklere karşı da verildi.
Bu bir gerçek.
BİLGİLENDİRME:
TR’de başörtüsü yasağı uygulamaları, Milli Görüş Partileri + BBP ve bazı sosyalist fraksiyonlar dışında “merkez sağ-merkez sol- milliyetçi” partilerin tamamı tarafından “destekleniyordu”
MHP dahil.
Günümüzde tüm ihaleyi CHP’ye çıkaranlar iyi öğrenmeli.
Ah Taylan Bey ah,
Stanford diplomanız sizi partinizde popüler kılmaz.
Her gün başka bir ilçe başkanlığına gidip tepsi tepsi baklavalar börekler götürüp yemekler tertip edip hamasi konuşmalar yapsaydınız popüler olurdunuz.
Welcome to politics in Turkey.
Sevgili Gençler,
Ben size verdiğim sözleri her zaman tuttum.
Vatanıma dönüp, taşın altına elimi koymaya karar verdiğimde “her şeyi gençlere danışarak birlikte yapacağız” sözüne kesinlikle sadık kalacağım demiştim.
Yolculuğumuza nasıl devam edeceğimize birlikte karar verdik.
Demokrasi tarihimiz envai çeşit travmalarla, kan bulaşmış seçimlerle, darağaçlarıyla doludur.
Ancak Serbest Fırka’nın hikayesi kadar hüzünlü bir hikayenin değil Türkiye’de Dünya’da bile eşi benzeri azdır.
Türk sinemasının en “underrated” filmlerinden birisi Abuzer Kadayıf.
Sokak çocuklarına yardımcı olabilmek için şarkıcı kılığında meşhur olan bir sosyoloji profesörünün hikayesi.
Metin Akpınar oyunculuğunun nirvanaya yükseldiği bu yapımın bence en nefis sahnesi şarkıcı Abuzer
Okuyan herkese teşekkürler.
Bu bilgisel; Arap çöllerinde savaşıp bir daha hiç evlerine geri dönemeyen; haritada yerlerini gösteremeyecekleri, uçsuz bucaksız topraklarda bir esir kampında ölmek zorunda kalan ve uzun yıllar kimsenin aklına gelmeyen insanlarımıza adanmıştır.
Londra’nın 40 km güneyinde, ormanlık bir arazide, orta yaşlı bir adam çalıların arasında kan revan içinde yatıyordu.
Hemşire Margaret, bilinci yarı açık adama kim olduğunu sordu.
Yılgın bir sesle cümleyi ağzından zor çıkardı beriki:
“Türkiye Cumhuriyeti Başbakanıyım” (1)
(UZUN BİLGİSEL)
Türkiye’de insanların Kıbrıs üzerine çok sık sordukları sorular:
Kıbrıs’ta Türkiye karşıtı görüşler neden bu kadar yoğun?
Kıbrıs Türkleri neden bizi sevmiyor?
Neden kendilerini katleden Rumlar’ı bizden daha yakın görüyorlar?
Kıbrıs Türkleri’nin derdi ne?
Batı Anadolu’da köyleri dolaşıp asker toplamaya çalışan Kuvvacılar; “Halife Hazretleri savaş istemiyor, defolun buradan” tepkileriyle karşılaştıkları için sık sık İmam kılığına girip köyleri gezermiş.
Celâl Bayar da bunlardan birisi örneğin.
Daha böyle çok hikaye var..
Birkaç saat sonra gelecek korkunç bilgiden habersiz, çok güzel bir bahar akşamında, Galatasaray Adası’nda Boğaz Manzarası eşliğinde, kuş sütünün eksik olmadığı mükellef bir sofrada Leeds United’lı yöneticiler ağırlanıyordu.
Ayrıca şunu da belirtmek isterim.
Ben Vahdettin’e öfke hissetmiyorum.
“Hain hain” diye üstünde tepinelim de demiyorum.
Mustafa Kemal Paşa da öfke hissetmiyordu emin olun.
Adamın karakteri bu çünkü kendisi de inkar etmiyor.
“Padişahlık için hazırlanmadım bu göreve hazır
Siyasi tarihimizde başarılı ve kendi tabanlarında sevilen çok sayıda siyasetçimiz var.
Ancak gittiği her yerde, "popstar" edasıyla kendisini görmeye insanların geldiği, sevgi gösterdiği imajlar çok fazla olmadı.
70'lerde Ecevit, 90'ların sonunda Erdoğan bu tılsıma sahipti.
7 Ekim 2023 saldırılarında çok sayıda İsrailli yaşamını yitirdi.
İsrail’in Filistin’deki katliamlarından bağımsız olarak 7 Ekim saldırılarında ölen insanların da anne babaları, eşleri, sevgilileri, sevdikleri vardı.
Savig Jehezkel, attığı golün ardından İsrail’in Filistin
📌 Kamuoyunun Dikkatine!
Bugün Trabzonspor ile oynadığımız karşılaşmanın 68’inci dakikasında attığı golden sonra bileğindeki yazıyı paylaşarak ülkemizin milli değerlerine aykırı hareket ettiği görülen Sagiv Jehezkel’in yönetim kurulu kararı ile kadro dışı bırakılmasına karar
“Birinci Dünya Harbi'nde Irak, Filistin, Suriye ve Arabistan cephelerinde, Osmanlı Devleti'nin İngilizlerle yaptığı muharebeler sırasında İngilizlere esir düşerek Burma'ya getirilen ve burada şehit düşen Türk askerlerinin aziz hatıralarına..." (20)
Dortmundlu Türk işçiler ise, belki bir aylık maaşlarını tek bir maç için feda ettiler. Bununla birlikte ertesi gün gittikleri fabrikalarında patronlarının yüzüne daha gururlu baktılar.
Bu olay Almanya’daki Türk diasporasının en büyük gövde gösterilerinden birisi olarak
Parasıyla, ailesiyle, nüfuzuyla, özel bağlantılarıyla, kulisleriyle, ayak oyunlarıyla değil; bilgisiyle, eğitimiyle, donanımıyla; siyasete kalite katmak için TBMM’de olan isimler de var çok şükür.
Kendisini dikkatle takip etmenizi öneririm.
2019 İstanbul Tekrar Seçimi sonrası Türkiye'de muhalefet, uzun yıllardır yaşamadığı bir galibiyet coşkusunu iliklerine kadar hissetti.
Dört yıllık zamana yayılacak bu iklim; manipülasyon, dayatma ve sürüklenme kelimeleri ile özetlenebilecek görkemli bir bozgunla neticelenecekti.
Erdoğan’ın muhtemelen “Prompter metnine” bağlı kalmadan söyleyiverdiği “Edirne’deki zat İmralı’dakine hesap verecek” ifadeleri basit bir açıklamanın ötesinde kökleri açılım sürecine dayanan travmatik bir düş kırıklığını deşifre ediyor…
NOT:
Camii ismine ve İmam’ın kimliğine sahibim.
Bilinçli olarak açık bilgiler paylaşmıyorum.
Camiiye ve imama olası bir tecavüze yol açmak istemem.
Lütfen kimse de sorup araştırmasın.
Lakin halimiz ahvalimiz işte budur.
Bunu bilesiniz.
Dortmund’un ezeli rakibi Schalke04 forumları, zevkten dört köşe şekilde Dortmund taraftarının düştüğü durumla alay etti.
Sarı Duvar olarak kodlanan Dortmund tribünlerinin Türklerin yaktığı meşalelere atıf yapılarak Kırmızı Alev olarak değişmesi gerektiğini yazdılar. (18)
Gecenin karanlığında bu bilgi kime iyi gelir bilmiyorum ama bir gerçek var:
Atatürk döneminde de demokratik seçimler yapılsaydı, kuvvetle muhtemel Atatürk de kaybederdi.
Nitekim, 1930’da SCF’nin halktan gördüğü büyük teveccüh sonrası Atatürk de bu gerçeğin farkına vardı ve
Bir Kemal Sunal klasiği ve efsanesi olan 1976 yapımı "Kapıcılar Kralı" filmi, 1970'lerin Türkiye'sini bir apartmanın içine sıkıştırıp her apartman sakinine ülkenin bir karakterini yapıştırmış muazzam bir başyapıt...
Çakmak Paşa, asker ve siyaset çevrelerinde hep “Mareşal” olarak anılır.
Zira kendisinin dışındaki tek Mareşal olan Atatürk’e hep “Gazi” dendiği için bu sıfatı ömrünün sonuna kadar en çok kullanan kişi Fevzi Çakmak olmuştur. (2)
PKK'ya katılan bu kızla ilgili bilerek hiçbir şey yazmadım.
Yazılanları inceledim.
Ceset torbasıyla kemiklerini evine göndeririz diyenler, kendi fantezilerini de katarak dağda 7/24 maruz kalacağı cinsel muamelelerden bahsedenler, salak salak espriler yapıp tecavüze uğrayan
Çocuğun İngilizce konuşmamasının sebebi İngilizcesi’nin böyle bir basın toplantısının üstesinden gelecek seviyede olmaması.
İnşallah birkaç sene içinde İngilizcesi de İspanyolcası da gelişecek ve bu dillerde de röportajlar verecek.
Cehalet övücülüğü zavallılıktır.
Başta Suriyeliler olmak üzere sığınmacı çocuklara Türkçe öğreten ve kültürel entegrasyonları için fedakarca çalışmalar yapan
#PIKTES
öğretmenleri zor durumda ve atama bekliyorlar.
7 yıldır faydalı işler için çabalayan eğitimcilerimizin kadro taleplerini destekliyorum.
İmparatorluğun Genelkurmay Başkanı ve Savunma Bakanlığı gibi üst düzey görevlerde bulundu.
Milli Mücadele'nin ilk aylarında Kuvai Milliye'ye mesafeli bir tutum sergilese de İstanbul'un işgali sonrası Mustafa Kemal'in liderliğini kabul ederek Anadolu'ya geçti. (3)
Bu konuda son kez yazıyorum. İsteyen dikkate alsın üzerine düşünsün. İsteyen bildiğini yapmaya devam etsin.
Milletvekillerinin aldığı maaşları kafaya takmayın. Aldıkları maaş bir şey değil. 65 bin TL milletvekili için para mı Allah aşkına? 3 bin $ etmiyor. Kıytırık bir bankanın