İsmail intihar etti. Çocukluk arkadaşım. Mahallenin iki İsmail’inden sarı olanı. Borcu çokmuş, ödeyememiş... Çocukken de böyle gururluydu. Çok güzel top oynardı. Şenay’ı severdi. Asmış kendini bir ipe...
Ey vatandaş, onlarca baro başkanı Ankara’ya yürüyor. Kafanı surviordan, toptan, diziden kaldır da bak “ne oluyor” diye.
Kendileri için hiç değil, azca avukatlar İçin çokça senin için yürüyorlar.
Unutma, vatandaşın savcısı olmaz, vatandaşın hâkimi olmaz, vatandaşın avukatı olur!
Aynı gün Av. Servet Bakırtaş ve Dr. Ekrem Karakaya ciğeri beş para etmez birileri tarafından öldürüldü.
Toplumda barış, hoşgörü değil de kin, nefret, vasatlık övgüsü hakim olunca sonuç bu oluyor; Toplum dev bir habis ura dönüşüyor.
İnsanın ağzına zehirden küfürler doluyor.
Yapa yapa doyamadıkları beş kamusal bina var:
1- Adliye
2- Cezavi
3- Saray
4- İmam Hatip
5- Cami
İlk ikisi toplumsal barışın giderek bozulduğunun, 3.sü yöneticilerin bunu umursamadığının, 4 ve 5. si de başarısızlıklarını örtmek için halka dini pompaladıklarının kanıtı.
Bir Dilekçenin Anatomisi iki yıl önce bugün satışa çıktı.
Yayınevi verilerine göre 2018’in ve 2019'un -ders kitapları hariç- en çok satan hukuk kitabı oldu.
Tüm okuyuculara teşekkür ederim.
Bunun şerefine bu tweeti beğenen üç kişiye, kitabı imzalayarak göndereceğim.
-Uzman hekimlerimiz dünya kalitesinde çünkü TUS’ta mülakat yok.
-Hakimlerimizin kararlarının %50’den fazlası (Adalet Bak. verisi) bozuluyor çünkü sınavda mülakat var.
-Avukatlık ortalama kalitesi en düşük hukuk mesleği çünkü hiç sınav yok.
Kaliteli sınav iyidir, mesleği korur.
Dava dilekçesi başlık örneği:
ADANA SULH HUKUK MAHKEMESİ SAYIN HAKİMLİĞİ’NE
Bu başlıkta 3 hata var:
-Başlıkta saygı ibaresi olmaz
-HMK 119/1-a gereği mahkemenin adı yazılır. Sulh Ceza hariç Hakimlik denmez.
-Gelen ek kesmeyle ayrılmaz
Doğrusu:
ADANA SULH HUKUK MAHKEMESİNE
1- Direnci kırılan olmadı
2- İşbirlikçi MF’yi defettiler
3- Eyleme siyaset bulaştırmadılar
4- Gereksiz tavizler vermediler
Özetle dört dörtlük bir demokratik eylem oldu.
Katılan tüm başkanları canı gönülden tebrik ederim. Başımızı yere eğdirmediniz. Avukat olmakla gurur duydum!
Dante, İlahi Komedya’da Cehennemi iç içe çemberlerden oluşan 9 kat olarak tasvir eder. Cehennemin merkezinde yani 9. katında ateş değil donmuş bir göl vardır. Bu gölde çekilen soğuk azap en kötüsüdür. İşte o Cehennemin merkezine başkalarına ihanet edenler atılır. Yani HAİNLER!
Sessiz sessiz her gün sürüyor. O içten içe liboş bulduğumuz Boğaziçi Üniversitesinin akademisyenleri ve öğrencileri hepimize direniş dersi veriyorlar. Atanmış rektör onların ayıbı değil ama bu direniş tam olarak onların başarısıdır. Tarihine altın harflerle yazıldılar bile ✌️
Bir avukat olarak izah etmekte en zorlandığım ve en sıkıldığım konu kira.
Tahliye şartlarını uzun uzun anlattıktan sonra müvekkil hala “Ne yani kendi evimden kiracıyı istediğim zaman çıkaramaz mıyım?” diye yakınınca en yakın köprüden mümkünse onu değilse kendimi atmak istiyorum.
Hollanda'daki bir kaymakamlık ile mailleşiyoruz. Müvekkilimin Türkiye'deki davaları için yaptığı giderleri kendisine ödüyorlar.Müvekkilin doğru beyanda bulunduğunu da bana yani avukata sorarak teyit ediyorlar.Ben onaylarsam ödeme yapıyorlar.
Avukatına güvenen bir ülke istiyorum.
Sonuçlar açıklanmadan önce hiç renk vermeyip şimdi çarşaf çarşaf Erinç Sağkan övenler var :)
Bunu şunun için söylüyorum, AKP giderken de böyle olacak. O sessiz sinsiler yine kazananın yanında olacak, geleni en çok öven, gidene en sert tekmeyi savuran onlar olacak.
TBB Başkanlığını kazanmamız şerefine beş adet Bir Dilekçenin Anatomisi kitabımı öğrenci ve stajyer av. arkadaşlara ücretsiz vereceğim.
Yarın geceye kadar bu tweetin altına kitabı istediğini yazanlar arasında çekiliş yapacağım.
Not: İsme imzalı - Biri ciltli dördü karton kapak.
Avukat Ne İş Yapar?
Müvekkili Suçlu da Olsa Savunur mu?
Avukatın sistemdeki görevini anlamak için insan medeniyetinin ürettiği şu temel bilginin bilinmesi gerekir:
Adalet sistemi, her suçlunun ceza alması değil hiçbir masumun haksız yere ceza almaması üstüne kuruludur.
1/9
Gaziantep’te görevli bir Asliye Hukuk Hakimi, mahkemesindeki avukat stajyerlerine benim kitabımı da öneriyormuş. Böyle şeyler günümü güzelleştiriyor ve şevk veriyor. Kendisine teşekkür ederim.
#BirDilek
çeninAnatomisi
Bir kişi ölürse trajedi, bir milyon kişi ölürse istatistik olurmuş.
Arkadaşımın -ve tabii diğer intihar edenlerin de- istatistiklerdeki bir rakamdan ibaret olmadığını belirtmek için bu tweeti atmıştım.
Mesajın anlaşıldığını görüyorum.
Teşekkür ederim.
Rahat uyu İsmail...
Şu şeyi (dilekçe demeye yürek el vermez) okuyunca mesleğim adına utandım.
Kimsenin avukatlığı bu derece alçaltmaya hakkı yok.
İmzaladığınız dilekçe siz yokken adınıza konuşur, yokluğunuzda sizi temsil eder.
Bunu yazan kişi kendine, mesleğine bu temsili nasıl reva görür?
Kollukta (ve maalesef bazı savcı ve hakimlerde) şöyle bir eğilim görüyorum, Avukatlık Kanunu’nun avukatların gönlünü yapmak için çıkarıldığını ve kendilerini bağlamadığını düşünüyorlar.
Kitap Çekilişi
Geçen haftaki üç kitaplık çekilişten sonra Aydın Barosu SEM Bşk. Av. Anıl Yetişkin (
@advocate009
) üç kitaba sponsor olmak istediğini söyledi.
Onun sponsorluğuyla, bu tweeti beğenen üç kişiye imzalı kitap göndereceğim.
Çekiliş 24 Nisan Cuma 24.00'te yapılacak.
Baroların yapabileceği bir şey de haksızlıkları ve hukuksuzlukları kayıt altına almak. Yıkılan binaları, sıvayla hasarı gizleyen müteahhiti, 3 liralık şeyi 10 liraya satanı, görevini ihmal eden yetkiliyi tespit edip derhal suç duyurusunda bulunulmalı. Yoksa unutulacak.
@barolar
Demirtaş hapisteyken bile çok iyi siyaset üretiyor. Neşesini ve hiciv yeteneğini koruduğunu görmek de ayrıca güzel.
HDP propagandası yapmıyor korkmayın. Okuyun, eğlenin, düşünün.
Selahattin Demirtaş: Ben çok utanıyorum ya siz?
Dava lehe sonuçlandı. Kararı icraya koyacağız. Karşı taraftan gelen teklif: Parayı depo edip kararı istinaf edersek en az iki yıl beklersiniz. Yıllık %9 faizle paranız pul olur. Gelin bize indirim yapın biz de istinaf etmeyelim.
Karşı tarafa kızacak bir şey yok. Uzun yargılama
Ey
@TC_HSK
üyeleri, adliyelerdeki durum içler acısı. Duruşma beklerken yakınlarından kötü haber alıp bayılan avukatları, duruşmaya ara verip odasına gidip ağlayan hakimleri ben duydum da siz duymadınız mı? Süreleri durdurmak için daha neyi bekliyorsunuz?
İnsan değil misiniz siz?
İstinaf ve Temyiz Dilekçesi Nasıl Yazılır?
Uygulamada genelde ist/tem dil. dava dilekçesinin bir miktar değiştirilmiş hali olarak hazırlanıyor. Bu bir hatadır.
Bu dilekçeleri hazırlamak için önce ilgili yasa maddelerine bakılmalı:
İstinaf için HMK 342 Temyiz için HMK 364 1/7
Ankara Bölge İstinaf Mahkemesi Başkanı Esat Toklu, Togo Kuleleri’ni yapan firmanın patronunun mahkemesinden önce, patronun doğum günü partisine katılıyor.
Hem de patronun ofisinde!
Devletin hakimi, müteahhitin ofisine gider mi?
Ülkenin birçok baro başkanı bulunduğu illerden Ankara’ya yürüyor.
Cumhuriyet tarihinde bir ilk. Umarım bu yürüyüş avukatlık mesleğinin ne kadar güç durumda olduğuyla ilgili bir farkındalık yaratır.
Bize düşen de şu kısır baro siyasetini bırakıp buna yoğunlaşmak.
#SavunmaY
ürüyor
Temel bilgi: İnsanları devlet korumaz, hukuk korur.
Devlet bir yönetim organizasyonudur sadece. İnsanları koruyan, ona haklar veren, gerektiğinde ceza veren şey hukuktur. Devlet hukukun uygulanmasının aracıdır. Hukuk, devlet eliyle işler, devleti de bağlar ve devletten üstündür.
Çoklu Baroyu;
Avukatlar için getiriyoruz diyorlar Avukatların %99’u karşı (%1 ihtiyat payıdır. Yoksa ben savunanı görmedim)
Anadolu Baroları için getiriyoruz diyorlar Anadolu Barolarının HEPSİ karşı.
E kardeşim siz bu çoklu baroyu kimin için getiriyorsunuz?
#SavunmaDireniyor
Lise mezunu ile hukuk fakültesi mezunu arasındaki tek fark lise mezununun ailesinin özel okul ücretini karşılayamamasıdır.
Bugün 180.000 olan avukat sayısı 4 yıl sonra 280.000 olacak. Hâl böyleyken bu mesleğin sorunlarının kısa veya orta vadede çözüleceğini düşünmek saflıktır. +
Çok ciddi söylüyorum, tüm dünyada erkek denen canlının siyasetin hiçbir yerinde bulunmaması lazım. Penis ve testosteron dünyayı zehirliyor.
Kadınlar yönetsin dünyayı, mis!
Sedat Peker başta sadece intikam duygusuyla bu işi yapıyordu ama bana öyle geliyor ki iş artık o noktayı aştı.
Toplumsal faydası olan bir şey yapıyor olmanın hazzını da yaşıyor artık. Doğru şeyi yapıyor olmanın verdiği bir şevk hissediyorum yazılarında. Devam!
Kira fiyatlarının uçmasından dolayı çok tuhaf durumlar ortaya çıkmaya başladı.
Örneğin bir apartmanda eski kiracı 3.000 TL kirayla otururken üst katına yeni taşınan kiracı her şeyiyle alt kattaki ile aynı olan dairesine 10.000 TL kira ödüyor.
Avukatlık mesleğinin en çok ihtiyacı olan şey Avukat… İdeolojisini mesleğin önüne koymayan, cinsiyetini mesleğin önüne koymayan, kişisel/siyasi ikbalini mesleğin önüne koymayan, mesleğin önemini, niteliğini kavramış ve bunu içselleştirmiş avukat…
Avukatlık tuhaf şey. Eşiyle sarmaş dolaş fotosunu paylaşıp “hayatım sensiz anlamsız” filan yazan müvekkilinizin, daha altı ay önce onunla boşanma aşamasına geldiğini ve onun için “Akıl hastası, sülük, ahlaksız, zaten onu hiç sevmemiştim vs.” dediğini biliyorsunuz.
Eğer dilekçede vekil olarak size sataşıldıysa cevabını vermeliyiz. Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir...
Çirkin bir üsluba kayıtsız kalırsak bu çirkinlik yayılır. Yapan kişi de "halt ettiğini" anlamaz. Bu tür bir olayda ben şu şekilde cevap vermiştim.
Biz avukatlar biliyoruz ki duruşmaları ertlemekle iş bitmiyor.
Adliyelere mümkün olduğunca az gitmemiz için:
1- UYAP kesintisiz çalışmalı
2- UYAP’a gönderilen dilekçeler hemen sisteme alınıp gereği yapılmalı
3- Kalemler ve icralar telefonlara cevap vermeli
@adalet_bakanlik
Bir ülkedeki avukatların açlıkla, yoksullukla boğuşması o ülkenin sadece ekonomisi hakkında değil adalet sistemi hakkında da net bir fikir verir.
Avukatların yoksullaşması politiktir.
#avukatlarge
çinemiyor
Bir yanlış algıyı düzeltmek lazım:
Biz İstanbullular kimin başkan olacağını 31 Mart günü oyladık ve Ekrem İmamoğlu’nu seçtik zaten.
23 Haziran günü yapılacak olan seçimde başkanı oylamayacağız, iktidara “Çek elini oylarımızdan!” diyeceğiz sadece.
Hukukta öğrenilmesi, öğrenilse bile özümsenmesi en zor konular:
Olumlu Zarar - Olumsuz Zarar
Bu ikisini fakültede ilk öğrendiğim gün beynimdeki bad sector’e kaydedilmiş olsa gerek. Hâlâ her seferinde ayrımlarını yapmak için araştırmam gerekiyor.
Üç davalısı olan davamızın üç davalısı da bir yıl içinde vefat etti. Mirasçılarını davaya dahil ettik mecburen. Üç davalıyla girdiğimiz yola bugün itibarıyla tam 77 davalıyla devam ediyoruz.
O 77 kişinin sağlığına duacıyım.
Siz
@bybekirbozdag
, Cumhuriyet tarihinin en kötü adalet bakanı olma yarışını açık farkla kazanacaksınız. Avukat, hakim, savcı, memur tüm adalet emekçilerinin ortaklaşa yargı faaliyeti durdurulsun çığlığını duymazdan geldiniz. Ve
@TC_HSK
üyeleri siz de bu sese duyarsız kaldınız.
Fakültede 1 gücündeyken meslekte 10 gücünde olan kanunlar: Tebligat Kan., Harçlar Kan., Kanuni Faiz ve Tem. Faizine İlişkin Kanun ve tabii Avukatlık Kanunu
Bunları iyi bilmek fark yaratır.
Not: Mevzuat isimlerinin her kelimesi büyük harfle başlar ve gelen ekler kesmeyle ayrılır.
Ey vatandaş,
Herhangi bir kuruma verdiğin dilekçeyi “arz ederim” diye bitirme. Arz-Rica hiyerarşik ilişki içinde olur.
Sen er değilsin, kurumlar da senin komutanın değil.
Aksine kurumlar sana hizmet için var.
Dil, zihniyeti yansıtır. Hakkını “talep” et, meramını “beyan” et.
@ankara2barosu
Fikrinizin önemli olduğu sonucuna nereden vardınız da açıklama filan yapıyorsunuz. Siz mesleğine ihanet edenlersiniz. Siz hukukçu filan değilsiniz. Siz yok hükmündesiniz.
Bu yapılan bir meslektaşın doğrudan hedef gösterilmesidir. Avukat ne iş yapar gram bilginiz yok ama hedef göstermekten geri durmuyorsunuz.
Bu yaptığınızla sizi olası bir yargılamada savunacak meslektaşa “terörist” denmesinin yolunu açtığınızı da mı düşünmüyorsunuz?
Tanıdığım pek çok insan dine inanmadığı halde Ramazan’da içki içmez. Bunu bir tür saygı olarak görür. Toplumdaki bu teamülleri (yazısız kural) hep sevmişimdir. Teamül toplumsal uzlaşıdır.
Ama teamül kurala, inisiyatif yasağa, içmiyorum içemiyoruma dönerse uzlaşı ve huzur bozulur.
Ofisi belirsiz bir süre için tatil ediyoruz.
Bir tuhaf hissediyorum. İyisiyle kötüsüyle alıştığımız dünya geride kalıyor da Corona çekip gidince çok başka bir dünyaya adım atacakmışız gibi yabancılaştıran bir his.
Allah sonumuzu hayretsin.
Hukuk Fakültesine bu aklımla geri dönsem neler yapardım:
1- Hukuku isteyerek seçmiş, kendini geliştirmeye çabalayan kişilerle arkadaşlık ederdim.Bu, okulda da sonrasında da çok önemli.
2- Kendimi yazılı ve sözlü olarak iyi ifade etme konusunda geliştirirdim.
3- İngilizce’yi
+
Bak, yandaşlarını uzman hekim yapabiliyor mu, yapamıyor. Anca bağırınıyor. Hakim-Savcı sınavı da mülakatsız olsa, layık olan kazansa ülke tadından yenmez. Avukatlık mesleğine de kaliteli bir seçimle girilse o zaman ballı kaymak.
Liyakat hem mesleği korur, hem ülkeyi-bizleri.
Avukat Hakl. Merkezinin harcamasına takıldım. Sadece 5.154 TL.
Başımız sıkıştığında arıyoruz, gece gündüz demeden geliyorlar. Bu harcamaya bakılırsa bize destek olmak için harcadıkları yol parasını bile almıyorlar. Tebrik ederim.
Spor Huk.Kom. da futbolcu transfer etmiş olmalı.
Bu savcı daha önce de trafikte biriyle tartışıp adliyelik olmuş.
Tartıştığı kişiye karşı ilk sözünün, “Sen benim kim olduğumu biliyor musun?” olduğuna yemin edebilirim. Hatta muhtemelen ispatlarım da. Bu tipler hep böyledir. Üstünden makamını al geriye kompleksler yumağı kalır.
Kaş Cumhuriyet Başsavcısı, adliyedeki tuvaleti kullanan bir avukatı, tuvaletin kendi makamına ait olduğunu söyleyerek polis zoruyla tuvaletten attırdı.
(Dinçer Gökçe - Halk TV)
Hukuk Fakülteleri sayıca çoğaldıkça etki olarak azalmışlar. Ben birinden bile Çoklu Baro ile ilgili kurumsal bir açıklama duymadım.
Siz hâlâ öğrencilere yargı bağımsızlığı filan anlatadurun, iktidar sacayağının son ayağını da kırıyor!
Müvekkilinize, “Seni yargılayan hakimin dini veya siyasi görüşü ne?” sorusunu yönelttiğinizde, “Bilmiyorum” cevabını almanızı engelleyecek her şey yargının tarafsızlığının önünde bir engeldir. Gerisi hep bahane hep kılıf bulma çabası hep yozlaşma.
Takasa dönelim kardeşim. Ben davana bakayım sen beni on kere tıraş et. Beriki limon versin, ekmek alsın. En azından emeğimizin, ürünümüzün karşılığının çöp olduğunu görüp üzülmeyiz.
Ülkenin, dünyanın hatta tüm tarihin kara kutusu avukatlardır. Avukat bir insanın en yakınlarının bile bilmediği, şahsi,ticari, siyasi sırlarını bilir.
Müvekkilinin sırlarını ifşa eden avukat duyamazsınız. Her avukat bir sır taşıdır. Bu meslek sadece bu sebeple bile çok saygındır.
Genç avukatlara öneri:
Meslekte sürekli birinin başkası hakkında iddialarını duyacaksınız. Asla ilk duyduğunuzu doğru bilmeyin. Karşı tarafı dinlemeden hiçbir iddianın, hele ki müvekkilinizin iddiasının altına elinizi koymayın.
Savunun ama sahiplenmeyin.
Yoksa utanabilirsiniz.
82 oy var ve adaylar arasında en niteliklilerden biri olan Öykü Didem Aydın’a bir oy bile yok.
Ah siyaset sen ne iğrenç bir şeysin.
Baro başkanlarının ortalaması da toplum vasatından daha iyi değilmiş bu arada. Utandırıcı bir tablo.
Diyelim ki dışarıda 50.000 kişilik virüs var, şak diye salacaksın 100.000 kişiyi dışarı, virüs diyecek ki vay bunlar hiç korkmuyor, sonra şak diye 200.000 kişiyi daha salacaksın virüs şok!
Avukat, bireyi sisteme karşı koruyan tek güçtür. Bu gücün örgütü de barodur. Güçsüz baro avukatı da güçsüzleştirir.
Bu oyuna kanma!
#G
üçlüBaroGüçlüAvukat
Bugün bir dosyamdan çıkan kararı görünce tekrar ikna oldum ki toplumun en büyük sorunlarından biri suça sürüklenen çocuklarsa adalet sisteminin en büyük sorunlarından biri de hakimliğe sürüklenen çocuklardır.
Her hakim/savcı kararnamesi bir fişleme listesiyken,
İktidar Baroları ele geçiremediği için parçalamışken,
Her yer apartman bozması hukuk fak. ve oradan mezun niteliksiz hukukçularla doluyken,
Hakim/savcı olmak ancak bir siyasi “yakına” bağlıyken hangi adaletten bahsediyorsunuz?
Bir hukuk kurumunun içi daha ne kadar boşaltılabilir?
Olay o kadar saçma bir boyuta vardı ki. Bu dosyanın savcısıyla tutuklayan hakimi döndürüp döndürüp fakülteyi beş-on kez baştan okutmak lazım. Öyle bir iki kez yetmez.
Birçok bağlı çalışan avukatın (ve tabii stajyer avukatın) işveren avukatlar tarafından ülkede her şey normalmiş gibi çalışma düzenlerine (ofis+adliye) aynen devam etmeye zorlandığını duyuyorum.
Bu vicdansızlıktır, insafsızlıktır!
Yok değillerdi, son yıllarda tekrar hortladığı üzere kimliklerini ortaya koymaya korkuyorlardı.
Üniversiteyi kazanıp Ankara’ya gideceğim zaman aile büyüklerinin bana en çok verdiği tavsiye, “Kürt olduğunu söyleme” idi.
Bu duyguyu bilmeyenler o devirleri gül bahçesi sanar.
Dünyada öldürülmemek için ayaklanmak zorunda kalan bir meslek olur mu yahu?
Düşünün:Bir ülkenin hekimleri, avukatları özlük hakları, çalışma şatları için filan değil de “Bizi öldürmeyin!” diye sokaklarda bağırmak zorunda kalıyorlar.Bundan daha büyük utanç olabilir mi o ülke için.
İYUK m. 3 gereği idari yargı dava dilekçelerinde hitap başkanlığadır.
Örnek:
ANKARA İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞINA
Ölçüt:
- Tek hakimli mahkemelerde mahkemeye, çok hakimlik mahkemelerde başkanlığa hitap edilir.
- Dava dilekçesi hariç her dilekçede hitap sadece mahkemeye yapılır.
Bu iki gündür, 99 depreminden bu yana sivil toplumun nasıl da çökertildiğini anladık.
Dernekler, vakıflar, sendikalar, meslek odaları bitmiş.
Güç odağı olarak gördükleri her yapıyı paramparça ettikleri için ortada Devletten başka kurum kalmamış.
Bitmiyor bize mesleğimizi öğretmeleri... İşinize bakın demiş bir de.
Biz zaten işimizi yapıyoruz beyefendi.
Siz ve sizin gibilerin bu saçma sözlerinden dolayı avukatlar öldürülüyor bu ülkede!
Sizi savunan avukatlara da birileri terörist diyor. Onlardan farkınız yokmuş belli ki.
@Baykurttseyda
Hiç bir kutsalım ve kalıbım yok. Klişelerinizle yaşamak zorunda da değilim. Gar Davası’nda IŞİD’lileri savunmayan meslektaşlarınızı da anımsatırım. İşinize bakın.
Bir avukat olarak aldığın her davayı kişiselleştiriyor, hasım meslektaşına her fırsatta sataşıyor, dava aleyhine sonuçlandığında “Avukat hakimi satın almıştır” gibi yalanlara sığınıp tepkiyi meslektaşının üstüne çekiyorsan o tetikte senin de parmağın var sayın meslektaşım!
İstanbul Barosundan açıklama: “Av. Ersin Arslan’ı 26 yaşında bir kalleş kurşunu ile kaybettik. Bu ölümün adı kalleştir.
Avukatlığının gereğini yerine getiren bir meslektaşın salt bu nedenle öldürülmesi, isyan duygularımızı kabartan bir vahamettir.”
Aldığınız önlemler yetersiz
@TC_HSK
. Konuyu bölgeyle sınırlı tutamazsınız. Mesela İstanbul’da avukatlık yapan iki arkadaşım aileleri göçük altında kaldığı için şu anda Islahiye’ye gidiyorlar. Onların işleri, duruşmaları, süreleri ne olacak?
Videoda hukuksuzluklara tepki göstermeyen avukat ve barolara da haklı bir sitem var. Bakın ve görün ki savcıların da gözü avukatlardadır. Çünkü tarihimiz bize haksızlıklara karşı çıkma görevi vermiştir.
Savcı Bey’in cesareti desteklenmeli, kendisi ite kopuğa yem edilmemelidir.
Genel Kurulun en önemli sözlerinden biri mealen, “Ben yandaş olmasam TBB ve barolar kapatılacaktı” sözüdür.
Bu söz bir yalan ve bir gerçek barındırır. Senin yandaş olduğun doğru, TBB ve baroların kapatılacağı yalandır. Yandaşlığını fedakarlığa evirmezsin. Yalanlarını da al git.
Tek muhataplı tek sayfa ihtarname 965,59 TL, üç muhataplı üç sayfa ihtarname 2.703,26 TL tuttu bugün.
Noter ücretlerini fahiş hale getirmek gerçek ve tüzel kişileri noterde işlem yapmaktan uzaklaştırır, bu da hukuki uyuşmazlık sayısını artırır. Bu net bir korelasyondur.
Meslekte 23. yıla girdim ama hâlâ -özellikle önemli davalarda- dava açarken geriliyorum. Aman acaba şunu yazdım mı, acaba şunu ekledim mi, aman unuttuğum bir talep olmasın vs. Dilekçeyi yazdığım kadar vakti de kontrol etmeye harcıyorum.
Gerilim bu mesleğin mütemmim cüzü.